Babacan Yapı firması olarak 2011 yılının son çeyreğini değerlendirmek gerekirse: Yaşanan felaketlerden sonra hükümetin inşaat sektörünü daha önemle ele alması zorunluluğu doğmuştur
Babacan Yapı firması olarak 2011 yılının son çeyreğini değerlendirmek gerekirse: Yaşanan felaketlerden sonra hükümetin inşaat sektörünü daha önemle ele alması zorunluluğu doğmuştur. Van’da yaşanan deprem sonrası eski ve kaçak yapıların depreme dayanıksızlığı, olası yeni yaşanacak depremlerde ne gibi tahribatlara yol açabileceği ortaya çıkan acı bir gerçektir. Bizim gibi sektörün içinde olanların bu durumun önemini bilmesinin haricinde hükümet tarafından gerekli düzenlemelerin yapılacağı beklentisi oluşmuştur. Başbakanımızın gerekirse oy kaybetme pahasına da olsa bu yapıları yıkacağız diye belirtmesi bu konuda ne kadar kararlı olduğunu ortaya koymuştur. Ülkemizin içinde olduğu düzensiz, plansız yapılaşma ve eski yönetmelikler ile artık dejenere olmuş yapı denetim sistemine rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın oluşması ve TOKİ emlak projelerinde başarılarıyla tanıdığımız yeni Bakan Erdoğan Bayraktar’ın başında bulunması bu konuda hızlı yol alınacağını göstermektedir.
Sektörel sorunlarını çözümünün başında hepimizin beklediği Kentsel Dönüşüm gelmektedir. Kentsel dönüşüm konusunda ise İstanbul ve bölgelerini ayrı ayrı değerlendirmek gerekebilir. Kentsel dönüşüm süresince yeni yerleşim bölgelerinde, şehrin nüfus orantısına göre inşaat imar emsallerini yükselterek, yoğunluğu dönüşüm bölgelerinden bu yeni yerleşim bölgelerine kaydırıp şehrin merkezini biraz rahatlatmak gerekiyor. Akabinde kentsel dönüşüm bölgelerinde kat yüksekliğini arttırarak binanın yenilenmesi için payı imar artışı ile sağlanması gerekir. Bu uygulamanın pilot bölge olan Kadıköy Fikirtepe’de uygulanması ise bu bölgelerde insanlara depremi unutturup daha fazla kazanmak için rant kapılarını araladı. Nasıl fazla kazanırım şeklinde düşünenler işi rekabete dönüştürüp çıkmaza sokmuş durumda. Fikirtepe halkına verilecek oranların havada uçması ise işi çantacılara düşürmüş olup nitelikli konut üretecek firmaların talep edilen oranlar ile girmesine engel olunmuştur. Burada her şey devletten beklenmemeli vatandaşın da bir miktar kanaatkar olması gerekmektedir.
Ayrıca kentsel dönüşüm sadece bölgede bulunan eski ve dayanıksız yapının yıkılıp yapılması olarak değerlendirilmemeli, o bölgenin tamamının ihtiyaçlarına çözüm getirilmelidir. Burada şehir planlamacılarına büyük işler düşmektedir. Dönüşüm bölgesinin yolları, parkları, okul, hastane gibi ihtiyaçları ile genel bir çözüm üretilmelidir. Çarpık ve plansız yapılaşmış bu bölgelere nefes aldırılmalıdır.
Kentsel dönüşümde yapılacak planlamalar İstanbul gibi bir metropol şehre yakışacak şekilde olmalıdır. Bugün hâlâ yeni yapılaşmaya açık yerlerde 300 – 500 metrekarelerdeki arsalara imar verilmekte olup, berberlik bile yapmak için kalfalık belgesinin arandığı ülkemizde inşaat yapmak için hiçbir belge sorulmamaktadır. Oysa olması gereken, Kentsel dönüşüm olarak pilot bölge Kadıköy Fikirtepe’de başlatılan ve yapılaşma yapılacak arsalarda parsellerin birleşmesi ile imar emsal durumunun artması bu işin en doğru yoludur. Böylece küçük yapılaşmalar yerine daha düzenli uydu kentlerin bu işin uzmanı inşaat firmalarınca yapılması sağlanacaktır.
Babacan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan/Habertürk
