İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapılan imarla ilgili itirazlardan ve açılan davalardan rahatsız olduğu için yeni bir uygulama başlatmak istiyor…
Ancak Büyükşehir bürokrasisinde farklı görüşler nedeniyle bir karar çıkarılamıyor. Hukuk müşavirliği olumlu’ görüş verirken, imar planlama bürokrasisi “Böyle bir şey Anayasa’ya aykırıdır, yargıdan döner. Anayasal hakkını herkes kullanır” uyansını yapıyor.
Yani Büyükşehir’in başındaki siyasetçiler: “Benim yaptığım imar planlarına kimse itiraz etmesin ya da sadece ilgilisi başvursun” diyor.
Bu ne demek!
İstanbullu olarak ancak mahallenizdeki ya da sokağınızdaki bir plan değişliğine itiraz edeceksiniz. Yani Kadıköy’de oturan bir vatandaş, Boğaz’ın (Mecidiyeköy’deki metrobüs durağının karşısında) sırtlarında yükselen dev AVM, rezidans, otel inşaatının yoğunluğuna itiraz edemeyecek. Aynı şekilde Etiler’deki bir vatandaş da, Göztepe’de meteroloji arsasına, parsel bazında imar değişikliğinin nasıl yapıldığını ve dört gökdelenin nasıl bir anda yükseldiğini sorgulayamayacak. Çamlıca’dan bakıldığında o gökdelenlerin denizi nasıl kestiğini yapılar yükselince fark edecek, ayrıca bir deprem sonrasında “Sahi burası bizim depremde toplanma’ alanımızdı” diyerek dizlerini dövecek.
Bu eski CHP Meclis üyesi ve hl CHP’nin İmar Komisyonunun görevini tek başına ‘dışarıdan’ ve cebinden para harcayarak yürüten Hüseyin Sağ’a karşı yapılmış olmasın. Çünkü Sağ’dan kamu adına yaptığı itirazlardan Büyükşehir rahatsız; bütün planlan takip edip yasadışı olanları yargıya götürüyordu, böylece birçok planı da haklı olarak iptal ettirmişti. Odaların böyle bir karara karşı yargıya gidecekleri söyleniyor; göreceğiz. Biz artık ‘insan hakları’ değil İstanbul’da ‘kaldırım’ hakkı istiyoruz!
Almanya’da yerel yönetimlerde inisiyatiflerin ne yaptıklarını Büyükşehir’in bürokrat ve siyasetçilere aktaracağız, o zaman ne diyecekler bakalım.
Yalçın Bayer/Hürriyet