Ipsos KMG tarafından 26 ilde gerçekleştirdiği araştırma sonucunda halkta kentsel dönüşüme inanların yüzde 45’e yükseldiği; TOKİ’ye güvenin arttığı ve dönüşüm konusunda beklentilerin yükseldiği tespit edildi.
Uzmanlar, ilk kazma vurulduktan ve emsal artışı sağlandıktan sonra dönüşüme sıcak bakanların oranının arttığını söylüyor.
Araştırma şirketi Ipsos KMG’nin 26 ilde 18 yaş ve üstü nüfusu temsil eden bin 200 kişiyle yaptığı kamuoyu araştırmasına göre, “Kentsel Dönüşüm Yasası”nın kentleri depreme ve diğer afetlere hazırlıklı hale getirmede etkili olacağını düşünenlerin oranı arttı. Dönüşüme inananların oranı yüzde 45’e çıkarken bu konuda olumsuz görüş sahibi olanların oranı ise yüzde 30 oldu. Kalan yüzde 25 ise kararsızlar oluşturdu. Aynı araştırmada bugüne kadar uygulanan kentsel dönüşüm projelerini başarılı bulanlar yüzde 31, başarısız bulanlar ise yüzde 37 olarak tespit edildi.
TOKİ’YE GÜVEN ARTTI
Araştırmada, TOKİ’nin çalışmalarını başarılı bulanların oranı yüzde 50 olurken TOKİ’nin yaptığı konutların şehirleri güzelleştirdiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 54 olarak gerçekleşti. Araştırmaya katılan katılımcıların dönüşümle ilgili taşıdıkları endişe de dikkat çekti. Buna göre araştırmaya katılanların yüzde 60’ı bugüne kadar mağdur olabileceği yönünde endişe taşıyordu.
DÖNÜŞÜM YASASIYLA UMUTLAR YEŞERDİ
Ipsos KMG Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Genel Müdürü Tonguç Çoban, “Bu araştırma sonuçlarına göre, kamuoyunda bugüne kadarki kentsel dönüşüm projeleri hakkında olumlu kanaat sahiplerinin daha düşük oranda olduğu, buna karşılık “Kentsel Dönüşüm Yasası” ile birlikte olumlu kanaatin yükseldiği görülmektedir. Bir başka deyişle, yasadan olumlu beklenti daha yüksektir. Bu beklentide özellikle TOKİ’nin bugüne kadarki çalışmalarının başarılı bulunmasının da payı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, yasanın uygulanmasıyla bazı mağduriyetlerin doğabileceği yönünde bir algı da mevcuttur. Burada özellikle İdare’nin, bu yasanın kendisine tanıdığı yetkileri nasıl kullanacağına ilişkin soru işaretlerinin henüz giderilemediği, uygulama aşamasında kamuoyu iletişimine ve algı yönetimine özel bir önem verilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
EMSAL ARTIŞI OLUMLU ETKİ YAPAR
Dönüşümde halkın güvenini artıran unsurların başında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın geçtiğimiz haftalarda parsel birleşimlerine ekstra emsal vererek, deprem riski taşıyan binalara yenileme yolu açması oldu. İNDER (İstanbul İnşaatçılar Derneği) tarafından yapılan açıklamada “şartlı emsal artışıyla birlikte artık küçük ve orta büyüklükteki yaklaşık 150 bin bina deprem riskinden arındırılacak” denilmişti. “Deprem riski taşıyan her binanın yenilenmesi için yıllardır dile getirdiğimiz sıkıntı, nihayet sona eriyor” diyen İNDER Genel Başkanı Nazmi Durbakayım, “Deprem riski taşıyan binaların en yoğun olduğu İstanbul’da yaklaşık 150 bin evde yaşayan insanların bu korkulu süreçten kurtulabilecegini söyledi. Bu kararın ardından ise halkın dönüşüme olan inancının arttığı ve süreçlerin kolaylaştığı bildirildi.
Kira yardımı ikna etti
Halkın dnüşüme olan inancının artmasında sağlanan kredi ve ödeme olanaklarının da büyük payı bulunuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından yapılan açıklamada kendi rızasıyla evini boşaltan yoksullara kira yardımı yapılacağı açıklanmıştı. Bir diğeri Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi ile ilgili kanuın kapsamında rezerv alanlarında TOKİ’nin belediyelerin yaptığı konutlardan alan vatandaşlara bankadan kullandıkları kredilerde faiz sübvansiyonu verilmesi oldu. Bakan bu uygulamanın projeye ve verildiği ile göre değişiklik gösterebileceğini açıklamıştı.
Dönüşüm ofisleri bilgi kirliliğini engelledi
14 milyon binanın yenilenedeği ve çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi hedeflenen dönüşümde Bakanlığın Kentsel Dönüşüm Ofisleri de kamuoyundakş bilgi kirliliğini engellemek için önemli görev üstlendi. Üç boyutlu animasyon ve maket evlerle yapılan bilgilendirmelerle dönüşüm halka anlatılması hedefleniyor. Bu alanda ilk çalışmalardan biri Bağcılar Belediyesi yaptı.
Belediye, Bağcılar Kentsel Dönüşüm Şefliği bünyesinde bir inşaat mühendisi, bir mimar, şehir ve bölge plancısı ile 2 danışman görev yapıyor. Kentsel Dönüşüm Şefliği bir taraftan vatandaşların bilinçlendirilmesi çalışmalarını sürdürürken diğer taraftan kentsel dönüşüm bölgelerinin oluşturulması için çalışmaları yürütüyor ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulacak evrakları oluşturuyor. Bu arada Ataşehir Belediyesi de dönüşüm çalışmaları kapsamında yapılacak projelerle ilgili bir dönüşüm ofisi hazırladı.
Riskli alanlar öncelikli olacak
Dönüşüme ilk olarak afet riski taşıyan alanlardan başlanacak. Öncelikle riskli alanlar tespit edilecek. Riskli alanlar can ve mal kaybına yol açma ihtimali yüksek olan alanlar olarak belirlenecek. Belediyeler ve il özel idareleri belirledikleri alanlara ait taleplerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderecek. Bakanlık gerekli incelemeden sonra talepleri Bakanlar Kurulu’na sunacak. Bakanlar Kurulu onayından sonra ise riskli alanlardaki yapılar yapı denetim firmaları, üniversiteler, belediye laboratuarlarınca incelenerek değerlendirilecek. Kentsel dönüşümde daha fazla yeşil alan ve sosyal olanaklara sahip alanların oluşturulması da hedefleniyor. Her projenin altına otopark ve çocukların oynayabileceği oyun alanlarının yapılması planlanıyor. Büyükşehirlerin altyapı sorunlarını da çözecek yasayla yeşil ve sürdürülebilir kentlerin oluşturulması hedefleniyor.
‘Projeler oluştukça güven artıyor’
Fikirtepe’de kentsel dönüşüm projesine başlayacak olan Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, 2004- 2005’ten sonra TOKİ ve Emlak Konut GYO ortaklığıyla yurdun her yerinde yapılan büyük projelerin insanların güvenini artırdığını söyleyerek “İnsanlar bu projeleri gördükçe bizim yaşadığımız yerlerde de yapılır mı diye düşünmeye başladı. Kat mülkiyeti kanunundan dolayı bu projelerin kendi bölgelerinde yapılabileceğine inanmıyorlardı. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentsel dönüşüm yapılacak bölgelerde emsal artışına izin vermesi umutları artırdı. İnsanlar emsalin artmasıyla yerinde uygulanacak sivil kentsel dönüşüm uygulanacağı görüşüne inandılar. Halk daha önce duyduğu bu projeleri yavaş yavaş görmeye ve eliyle tutmaya başladığı zaman inanç oluştu. Kat mülkiyeti kanunun verdiği imtiyazları kullanıp daha önce kötü yapı stokunun yıkılmasına engel oluyorlardı. Şimdi ise dönüşüme katılmak istiyorlar. İkinci hamle olarak da yıkılan yerlerin aynı emsalde yapılması mümkün değildi. Emsalin bir miktar artması güven sağladı. Devletin cebinden 5 kuruş çıkmadan kendi katma değerini sağlayacak şekilde yapılacak. Biz ise özel sektör şirketleri olarak terzi gibiyiz. Kumaş (yani arazi) olursa elbise dikebiliyoruz. Dönüşümle ilgili güzel örnekler ortaya çıkmaya başladıkça bu çığ gibi artacak. İstihdam açısından katkı sağlayacak. İşsizliği aşağıya çekecek. Ekonomik olarak büyük devinim getirecek.
‘Bakanlığın öncülüğünde olması rantı önler’
Dönüşüm bu hafta içinde İMSAD ve TÜSİAD işbirliğiyle gerçekleştirilen “4. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi”nin de ana konusu oldu. İMSAD Başkanı Hüseyin Bilmaç, Kentsel Dönüşüm gibi devasa bir projenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülmesinin bu işin ranta dönüşmemesi açısından çok önemli olduğunu belirterek, “Ancak yaklaşık 6.5 milyon adet konutun yenilenmesi planlanıyor.
Bu büyük rakama TOKİ’nin tek başına yetişmesi mümkün değil.
TOKİ’nin 10 yılda 500 bin konut ürettiğini düşünürsek, kentsel dönüşümün tamamlanması için öngörülen 20 yılda bu rakam ancak 1 milyon adet olacak. Dolayısıyla bu süreçte özel sektörün de yer alması kaçınılmaz. Ancak özel sektörün kentsel dönüşüme katkısını hızlandıracak ve rolünü tanımlayacak süreçleri hayata geçirmek gerekiyor” diye konuştu.