Hürriyet Gazetesi yazarı Şükrü Kızılot bu hafta köşesinde ‘gayrimenkulün edinme tarihi hangi tarihtir’ başlıklı yazısını kaleme aldı…
Başlık bilmece gibi oldu.
Haklısınız.
Ancak, ayrıntılarına girince olay da bilmece gibi.
Uzmanlara soruyorsunuz, bazen bmnin dediği diğerini tutmuyor.
İLGİLİ MEVZUAT
Önce, Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili maddeleri, sonra da Medeni Kanun yönünden, ilgili mevzuat hükümlerine göz atalım.
DEĞER ARTIŞI KAZANCI
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Değer artışı kazançları” başlıklı Mükerrer 80 inci maddesinde, “Aşağıda yazılı mal ve haklann elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.” denildikten sonra, gayrimenkullerle ilgili hükümlere, (6) No.lu bentte yer verilmiştir. Buna göre;
“6- İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve haklann, iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatlan dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)
Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukanda yazılı mal ve haklarm satılması, bir ivaz karşüığmda devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirkeüerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.
Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlanrun elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 8.000 Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır.”
SAFİ DEĞER ARTIŞI
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Safi değer artışı” başlıklı Mükerrer 81’inci maddesinde de “Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşüığmda alınan para ve aynılarla sağlanan ve para ile temsü edüebüen her türlü menf aaüerin tutarından, elden çıkanlan mal ve haklann maliyet bedel¬leri ile elden çıkarma dolayısıyla yagüan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutan Vergi Usul Kanunu’nun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.
Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edüememesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edüecek bedel, kazana büanço veya işletme hesabı esasma göre tespit edilen işletmelerde ise son bilançoda veya envanter kayıtlarında gösterilen değer esas alınır.
Mal ve haklann elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkanlan mal ve haklann, elden çıkanldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat’endeksindeki artış oranında artınlarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapüabilmesi için artış oranının yüzde 10 veya üzerinde olması şarttır.”
hükmü yer almıştır.
MEDENİ KANUN
Olaya Medeni Kanun yönünden de göz atmakta yarar var.
Türk Medeni Kanunu’nun 705 inci maddesinde ise “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme karan, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bunlar Türk Medeni Kanunu’nun 704’üncü maddesinde de;
¦ Arazi,
¦ Tapu siciline ayn sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
¦ Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak sayılmıştır.
GAYRİMENKULLER NEDİR?
Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 80’inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen ve aynı Kanunun 70’inci maddesinin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazık olan mal ve haklar şunlardır:
“1. Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alman kira bedelleri dahildir), maden suları, menba sulan, madenler, taş ocaklan, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanlan, tuzlalar ve bunlann mütemmim cüzileri ve teferruatı;
2. Voli mahalleri ve dalyanlar;
4. Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar;
7. Gemi ve gemi payları (Motorlu olup olmadıklanna ve tonilatolarına bakılmaz) ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye vasıtalan”
Yukarıdaki hükümde yer alan ve değer artışı kazancı kapsamında değerlendirilen malların büyük çoğunluğunun gayrimenkul (taşınmaz) nitelikli olduğu görülmektedir.
Gayrimenkuller, Türk Medeni Kanunu’nda “Taşınmaz” olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır.
GAYRİMENKULLERDE İKTİSAP TARİHİ
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı 25 Mart 2011 Tarih ve GVK-76/2011-2 sayılı 76 No.lu Gelir Vergisi Sirküleri ile “iktisap tarihi” ile ilgili olarak, aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.
“Gayrimenkullerde iktisap, Türk Medeni Kanunu’nun 705’inci maddesi uyarınca, tapuya tescille olmaktadır. Buna göre, kat karşılığı müteahhide veya kooperatiflere verilen arsa karşılığında alman gayrimenkuller dahil, iktisap edilen gayrimenkullerin elden çıkarılması halinde, değer artışı kazancının tespiti yönünden iktisap tarihi olarak, gayrimenkulun tapuya tescil edildiği tarih esas alınacaktır.
Ancak, gayrimenkulun tapuya tescil tarihinden önce sahibinin fiilen kullanımına bırakıldığı bazı özel haller de iktisap tarihi olarak tapuya tescil tarihi yerine fiilen kullanıma bırakılma tarihinin kabul edilmesi gerekir.
Bu çerçevede, konut yapı kooperatifleri, Toplu Konut İdaresi veya diğer kişilerden gayrimenkalü fiilen kullanıma hazır şekilde teslim alanların, söz konusu gayrimenkulleri fiilen kullandıklarını; tahsis belgesi, teslim tutanaklan, su, elektrik, telefon, doğalgaz faturalan ve benzeri belgelerle tevsik etmeleri halinde değer artışı kazancının tespiti yönünden fiilen kullanıma başladıklan tarih iktisap tarihi olarak kabul edilecektir.
Gayrimenkulun ihale veya icra yoluyla alındığı durumlarda da fiilen kullanıma hazır şekilde teslim alındığının yukanda sözü edilen belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, tapu tescil işlemi olmasa dahi fiilen kullanıma bırakıldığı tarihin iktisap tarihi olarak kabul edilmesi gerekir.”
Şükrü Kızılot/Hürriyet Emlak