Tamer Heper, Posta Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde “Elbette adil değil” başlıklı yazıyı kaleme aldı. Soru: 11 Aralık 2010 tarihli yazınızda gayrimenkul asgari birim değerlerine ancak ticaret odaları ve muhtarların itiraz edeceğini yazdınız…
Soru: 11 Aralık 2010 tarihli yazınızda gayrimenkul asgari birim değerlerine ancak ticaret odaları ve muhtarların itiraz edeceğini yazdınız. Bir örnek vereyim: Taksim’de bir caddenin bir tarafı Şişli diğer tarafı Beyoğlu Belediyesi’ne ait. Aynı caddenin iki tarafında ise değer bakımından uçurum var. Peki değerleme kurulunda bulunan muhtar buna nasıl itiraz etsin? Bunda adalet var mı? • Z.E.
Cevap: Okuyucuma yeni bir şey söyleyecek değilim. Sadece “Bunda adalet var mı?” cümlesine ben de “Yok” diye yanıt vereceğim. Elbette yok. Aynı cadde üzerinde olup aralarında yüzde 500 değer farkı olan gayrimenkuller var. Buna adil tespit demek mümkün mü? Buna adil demek için adaletin ne olduğunu bilmemek lazım. Zaten ben de yazımda bunun adil olduğunu söylemedim, tam tersine itiraz kelimesinin bir aldatmacadan ibaret olduğuna işaret ettim. Üstelik de ben bu güne kadar itiraz edilip de sonuç alınan bir tespite rastlamadım. O halde bu işi yeni yeni esaslara bağlamamız şart. Şart peki de kim bağlayacak? Bu işten belediyeler memnun, ceplerine para giriyor. Hem emlak vergisi bu değerlerden alınıyor hem de tapu işlemleri sırasında alman vergi bu değerden alınıyor. Bu değerin altında satış yapamıyorsunuz. O halde belediyeler vatandaşı ellerinde oyuncak gibi oynatabiliyor. Düşünün ki yıllardır emlak vergisi alacakları ve oy isteyecekleri için gecekondu yapımına göz yumdular, şehirler şehir olmaktan çıktı gecekondu cenneti oldu. Bu gecekonduların kaçak elektrik kullanmasına göz yumdular, elektrik parası yasalara saygılı vatandaşın cebinden çıktı. Bu belediyeler mi adil değil diye sistemi değiştirmek için uğraşacak? Dolayısı ile bu iş adil değil diye pek kimsenin ilgileneceğini ben sanmıyorum. Bimiyorum sizde umut var mı?
Posta/Tamer Heper