Yazar: Behance Ekibi
Bürokrasi, küçük işletme sahiplerinin hep uzak durmaya çalıştığı bir konudur. Çoğu zaman tanımlanması görece kolaydır: sorumluluğu başkasına yükleyen e-postalar, toplantı yapmış olmak için yapılan toplantılar, vb. Kimi zaman da bürokrasi, hiç ummadığımız bir anda gölge gibi içeri süzülür: cesur fikirleri ileri sürmeye çalıştığımız anlarda.
Fikirleri hayata geçirmemek için öne sürülen en yaygın 10 bahane konusundaki görüşleri toplamak amacıyla Twitter’da bir anket yaptık. Bu bahanelerden biri size çok tanıdık geliyorsa, ekibinizi eyleme geçme konusunda teşvik etmenin zamanı gelmiş olabilir.
Fikirleri hayata geçirmemek için öne sürülen en yaygın bahaneler:
1. Yeterli zamanım yok.
Ekstra zaman, para gibi, yoktan var olmaz. Bunun için çalışmamız gerekir. Zaman yaratmak sizin için zor oluyorsa, zamanı oluşturmak konusunda proaktif davranın ve en önemli işi ilk önce yapın.
2. Rekabetten korkuyorum.
Sizin alanınızda benzer birşey yapmakta olan bir başkası pes etmeniz için gerekçe olamaz. Aslında, daha çok heyecanlanmanız için harika bir nedendir. Seth Godin’in dediği gibi, rekabet, bir kategori yaratarak fikrinizi geçerli kılar. Aynı zamanda, sizi harekete geçirir.
3. Bunu yapmak için uygun zaman değil.
Zaman zaman bu bahanenin haklılık payı olabilir. Twitter’ın yaratıcısı Jack Dorsey, bu fikri 2000 yılında bulmuştu. Ne yazık ki, Twitter’ın başarıya ulaşmasını sağlayacak teknoloji henüz hazır değildi. Peki Dorsey bunu nasıl anladı? Fikrin küçük çaplı bir uygulamasını yaptı ve başarısızlığa uğradı. O dönemde başarısız olsa da, bu deneme aklındaki fikri daha belirgin bir hale getirdi. Dorsey, zamanı geldiğinde, bu fikrini yeniden gündeme getirdi.
4. Faturalarımı ödemek zorundayım.
Okuduğu bir tweet’ten alıntı yapan Başkan Yardımcısı Fred Wilson, “En zararlı üç bağımlılık, eroin, karbonhidratlar ve aylık maaştır,” demişti. Bir parça başarı ve istikrar sağlar sağlamaz, buna tutunmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ama, faturaları ödemek, risk almaktan ve yenilikçi çalışmalar yapmaktan daha ağır bastığında, soru sormaya başlamamız gerekiyor. Faturaları ödemek, işinizde kalıcı başarılara imza atmanızı sağlamaz.
5. Önce çok iyi bir planlama yapmam lazım.
Nisan ayında düzenlediğimiz “99% Conference” toplantısında, Yazar ve Girişimci Frans Johansson, insanların hangi fikirlerin başarıya ulaşacağını tahmin etme konusunda berbat olduklarını söylemişti. Böylece, neredeyse her büyük ve önemli yeniliğin öncesinde bir dizi başarısız ya da yanlış uygulama yapılmıştır. Bu hikayeden alınacak ders nedir? Yapmaya daha çok, planlamaya ise daha az zaman ayırın.
6. Başarısızlıktan korkuyorum.
Kendimizi çok zorlarsak, başarıdan çok başarısızlığı yakalarız. Ancak bu şekilde deneyim kazanır, öğrenir ve büyürüz. Daha büyük başarısızlık ise başarısızlığı hiç riske atmamaktır. Henry Ford’un dediği gibi, “Başarısızlık yeniden ve daha akıllıca bir başlangıç yapmak için fırsattır”.
7. Fikir henüz yeterince olgunlaşmadı.
Charles Darwin, doğal seçilim teorisini geliştirmek için 20 yılını harcadı ve sonunda araştırmasını birden fazla ciltte yayınlamayı planladı. Ama 1858 yılında, Doğabilimci Alfred Russel Wallace’tan, esasen on yıllardır geliştirdiği teoriyi özetleyen bir mektup aldı. Darwin, bir ciltlik planı bir yana attı ve hızla günümüzde çok meşhur olan özet çalışması Türlerin Kökeni’ni yayınladı. Wallace dürtmeseydi, Darwin dünyayı değiştiren teorisini daha ne kadar süreyle mükemmelleştirecekti? Bazen, bir projeyi “mükemmel” olmadan önce başlatmak en iyisidir.
8. Pazar araştırması yapmam gerekiyor.
Oyunun kurallarını değiştiren gerçek yenilik ve keşifleri -elektrik ampulü, DNA’nın çift sarmalı, uçak- düşündüğünüzde, bunların hemen hemen hiçbirinin ilk zamanlarda kitlelerin desteğini alamadığını görürsünüz. Öngörülü olmak demek, diğer insanların hayal bile edemedikleri şeyi görebilmek demektir. Apple gibi şirketlerin pazar araştırması yapmamasının nedeni de budur.
9. Ataletten kurtulamıyorum.
İşe koyulmak zor olabilir. Bir kez oturup kaldığınızda ve güvenli alanınıza yerleştiğinizde, yapılacak en kolay şey orada kalmaktır. Girişimci Andy Swan’in yazdığı gibi, bir projeye başlarken yaptığımız en yaygın hatalardan biri, “dingin bir başlangıç yaparken birden büyük amaçlar belirlemek”tir. Aklımızdaki şöhret ve başarı imgelerinin etkisiyle, çıtayı çok yüksek tutar, umduğumuz başarıyı yakalayamaz ve pes ederiz; çünkü, cesaretimiz kırılmıştır. Bunun yerine, küçük ve başarılabilir hedeflerle başlayıp adım adım ilerleyin.
10. İlham gelmiyor.
İlham eylemden doğar, tersi söz konusu değildir. Red Lemon Club’taki arkadaşlarımız, liderlik gurusu John C. Maxwell’in verdiği şu ipucunu bizimle paylaştılar: “Motivasyon fikri baştan sona bir tuzaktır. Motivasyonu unutun. Sadece yapın. Egzersiz yapın, kilo verin, kan şekerinizi ölçtürün ya da başka ne gerekiyorsa yapın. Bunu motivasyonsuz yapın. Ve tahmin edin ne olacak? Siz o işi yapmaya başladıktan sonra motivasyon gelecek ve söz konusu işi yapmaya devam etmenizi kolaylaştıracaktır.”