GEÇTİĞİMİZ günlerde maketten ev satışlarının çok can yaktığı yerlerden biri olan Esenyurt Belediyesi’nin, ruhsatları iptal edilen inşaat projeleriyle ilgisine dair iki yazı yazdım. Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu cevaplarını içeren bir mektup gönderdi. Köşemin boyutları nedeniyle özetlemek zorunda kaldığım açıklama şöyle:
“2004 yılı öncesi Esenyurt; İstanbul’un dışında çarpık gecekondu yapılaşmasının olduğu, kentleşmeden uzak, devasa sorunları olan Türkiye’nin en büyük ve aynı zamanda en sorunlu köyü (beldesi) idi.
2004 yılı Nisan ayından itibaren AK Parti belediyeciliğinin en belirgin örneği Esenyurt’ta hayata geçti. Öncelikle Esenyurt’un gelecek 50 yılı planlandı. Esenyurt’un tamamını kapsayan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarla, gelecek nüfus yoğunluğu, bu nüfusa bağlı olarak ulaşım çözümleri, altyapı, üstyapı, sanat yapıları, okul, sağlık, yeşil alan, spor alanı, kültür alanı vb. kentin tüm ihtiyacını karşılayacak sosyal donatı alanları oluşturuldu. 2004-2012 yılları arasında 1 hastane, 1 üniversite, 33 okul, 104 park, 17 sağlık merkezi, 26 spor merkezi, 18 sosyal-kültürel merkez, 32 cami ve cemevi ve bunların altyapı çalışmaları inşa edildi. Esenyurt bugün nüfus bakımından Türkiye’de ilk 15 ilçe arasında bulunmaktadır. 553.000 nüfusu ve 350 milyon TL bütçesiyle Türkiye’nin yatırım yapan en büyük belediyesidir.
Esenyurt’un bu kadar hızlı gelişmesi ve modern kentleşmesi bazı kesimleri rahatsız etmiştir. Siyasi nedenlerle yapılan bu çabaları bozmak için 2008 yılında yürürlüğe giren planlar İdare Mahkemesi’ne taşındı. 1. İdare Mahkemesi Nisan 2010’da planları iptal etti. Ocak 2012’de Danıştay 6. İdaresi bu kararı belediyemiz lehine bozdu. Bu arada Şubat 2011’de yürürlüğe giren, 2010 yılı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar onaylandı. 2008 planlarındaki avantajların bir kısmı 2010 planlarıyla kaldırıldı.
Nisan 2010 ile Şubat 2011 arasında verilen ruhsatlar 2008 planlarına göre Danıştay kararları doğrultusunda uygulanmaya başlandı.
Bugün ‘Konutzedeler’ veya ‘Esenyurt Mağdurları’ diye kamuoyunu işgal eden konuya gelince; maket üzerinden yapılan satışlar sadece Esenyurt’un değil Türkiye’nin sorunudur.
Ukra City projesine belediyemizce verilen ruhsat 504 daireye göre. Yapılan inşaatlar ruhsata uygun. Kaba inşaat 4. ve 5. katlarda. Verilen ruhsatı bile tamamlayamamışlar.
Yapılan satışlar verilen ruhsattan fazladır. İnşaat maliyeti hesabı ortadadır, yapılan fazla satışlardan inşaat firmaları sorumludur. Belediyemizin maketten satışı engelleyecek yasal bir yetkisi yoktur. Bu projede kat irtifakı kurulmamıştır. Mağduriyete neden olan tamamen şirketin yanlış politikasıdır.
Fiyapı’nın Esenyurt’ta 4 projesi vardır. Esenşehir ve Fi-Tower projesi küçük sorunlar haricinde büyük oranda tamamlanmıştır. Fi Life ve Fi Site projesindeki revizyonlar imar sorununu çözmüştür. İnşaatın tamamlanmamasının sebebi firmanın finansal sorunlarıdır. Şirket maket üzerinden satış yapmıştır. Bu da serbest piyasada satıcı ile alıcı arasındaki ilişkidir.
Bugün Esenyurt’ta bu şekilde sorun yaşayanların sayısı 500 civarındadır. Sorun abartılarak kamuoyu yanlış yönlendirilmektedir. Kamuoyunun ve basın mensuplarının daha duyarlı olması gerekmektedir. Esenyurt’ta büyük değişim ve dönüşüm siyasi hesaplar yüzünden karalanmaktadır. Yazıktır, günahtır. Esenyurt güzellikleriyle kamuoyunda konuşulmalı, yaptığı kentsel dönüşümle örnek gösterilmelidir. Depreme dayanıklı, güvenli, sosyal alanları ile modern şehirciliğin en iyi örneği Esenyurt’tur.
2012 yılında 53.000 kişi İstanbul’un ilçelerinden Esenyurt’a göç etmiştir. Esenyurt gerçeğini daha iyi görmek, Esenyurt’u yaşamak dileklerimle…”
Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu böyle diyor.
Kadıoğlu, çalışkan, iyi şeyler yapmak isteyen bir belediye başkanı olabilir. Ama sorun Ukra City ve Fi Yapı’ya indirgenemeyecek kadar büyük. Kanaatime göre, sadece 500 mağdur olduğu iddiası da gerçekçi değil. Zira sattığı evleri teslim edemeyen tam 22 firma var; mühürlenmiş proje sayısı da 36.
Sadece Sembol İstanbul Projesi’nin 2008 planlarına göre ruhsatlanıp satışa başlanmasından ve sonra ruhsatının iptal edilmesinden dolayı bile 800 civarında aile mağdur. Varın gerisini siz hesap edin.
Çözüm için yapılması gereken sorumluluğu müteahhitlere yıkmak değil, fedakârlığın müteahhit, müşteri, ilçe ve anakent belediyesi arasında pay edilmesi olmalı.
Esenlikler dilerim.
Nihal Bengisu Karaca
nbkaraca@htgazete.com.tr