Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 6306 sayılı kanun ile kentsel dönüşümü vatandaşa mal etmeye çalıştıklarını belirterek, ”Yani kentsel dönüşümü rızaya dayalı ve gönüllük esasına göre yürüteceğiz. Ana fikrimiz bu” dedi
Bakan Bayraktar, 6306 sayılı ”Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” kapsamında hak sahiplerince bankalardan kullanılacak kredilerde sağlanacak faiz desteğine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye İş Bankası arasındaki protokolün imza töreninde yaptığı konuşmada, kentsel dönüşüm ile çok önemli bir adım attıklarını söyledi.
Artık dünyanın geldiği gelişmişlik seviyesi itibariyle afetler karşısında canların yok olmaması gerektiğini ifade eden Bayraktar, afetler tabii bir olgu olsa da bilime saygı ile daha çok gayret etmek suretiyle insanların yaşam hakkını koruma noktasında daha ileri adımlar atmak mecburiyetinde olduklarını belirtti.
Türkiye olarak yıllardır devam eden kentsel dönüşüm sürecini 6306 sayılı kanunla daha güçlü ve olmazsa olmaz bir hale getirdiklerini anlatan Bayraktar, ”Bu kanunla kentsel dönüşümü vatandaşımıza mal etmeye çalıştık. Yani kentsel dönüşümü rızaya dayalı ve gönüllük esasına göre yürüteceğiz. Ana fikrimiz bu. Biz bakanlık ve hükümet olarak ortamı oluşturacağız. Özel sektör ve vatandaş ağırlıklı olarak bu iş yürüyecek. Onun için insanlarımız kendileri hasta oldukları zaman yaptıkları gibi binalarına da baktırmak durumundadır ama baktırmazlarsa bizim devlet olarak bakma mecburiyetimiz var” diye konuştu.
Türkiye’yi salaş, kaçak ve afet riski taşıyan binalardan temizlemenin ana hedefleri olduğunun altını çizen Bayraktar, kentsel dönüşüm kaçınılmaz, aynı zamanda uzun soluklu ve çok zor bir iş olduğunu ifade etti.
Türkiye’deki şehirleri çevre ile uyumlu bir biçimde modern hale getirmenin ve insanların daha huzurlu yaşamasını temin etmenin kendi sorumluluklarında bulunduğunu aktaran Bayraktar, şöyle devam etti:
”Böylece önümüzdeki süreçte ekolojik dengeyi koruyan, çevreye duyarlı şehirler oluşacak. Şehirlerimiz modern görünüm fotoğrafı verecek. Kentsel dönüşümünü halletmiş, teknik altyapısı düzgün, marka şehirleri olan ülkeler gelişmiş ülkelerdir. Esas itibariyle gelişmiş ülke olabilmenin kıstasları şehirlerin verdiği fotoğraftır. Bunun yanında enerji tasarruflu akıllı evler, çevreye tam uyumlu, her türlü enerjiden ve atık suları arıtarak kullanma gibi her türlü modernizasyonu ve çevrenin getirdiği fırsatlardan istifade eden şehirler de gelişmiş ülkelerin göstergeleridir.”
-”Bu süreç Türkiye’yi ayağa kaldıracak”-
Çevre ve Şehircilik Bakanlığını da bu kıstaslar ve sorumluluk kapsamında oluşturduklarına ve bu doğrultuda işe koyulduklarına değinen Bayraktar, ”6306 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra vatandaşlarımızda duyarlılık oluştu ve bu işin olabileceğine inancı, desteği arttı. ‘Bu yasa çıkacak, rant olacak’ gibi argümanlara da vatandaş tarafından itibar edilmiyor. Bunun neresinde rant var. Vatandaşımızın hayat hakkını korumaya yönelik bu oluşuma siyaset dışı, siyaset üstü bir gayretle destek verelim” ifadelerini kullandı.
Vatandaşlara evlerinin risk taşıyıp taşımadığının tespitini yaptırmaları çağrısında bulunan Bayraktar, şunları kaydetti:
”Sonra gelin banka size kredi verecek. Bir banka ile anlaşma yaptık, birçok bankayla da yapacağız. En düşük faizli krediyi kim veriyorsa oradan gidin kredi alın, kredinin faizinin yüzde 4’ünü, yarısına yakınını biz ödeyeceğiz. Diğer tarafını da belki müteahhitle anlaşma yaparken müteahhit karşılar. Yani hiç faizsiz kredi alma imkanı doğacak. Onun için herkesin buna destek vermesi lazım. İnsanların kafasını karıştırmaya yönelik oluşumların içine girmek çok büyük haksızlıktır.
Bu süreç Türkiye’yi ayağa kaldıracak. Malzeme üretimine yeni standardizasyon getirecek, çevreye duyarlı malzeme üretimini artıracak. Malzemede üretiminde fiyatları aşağıya çekecek ve bizim malzemeler dünyanın her tarafında satılır hale gelecek. Ara teknik elemanlar yetişecek. Türkiye’nin mühendislik ve teknik müşavirlik sistemi alabildiğine gelişecek. Bu oluşum sayesinde inşaat sektörünün daha ciddiyet ve tecrübe kazanmasıyla kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınacak.”
-”Yeni akıllı binalar, enerji tasarruflu binalar olacak”-
Kentsel dönüşüm sürecinin Türkiye’yi enerjiyi savuran binalardan kurtaracağına da işaret eden Bayraktar, ”Yeni akıllı binalar, enerji tasarruflu binalar olacak. Bugün ithal ettiğimiz yaklaşık 55-60 milyar dolarlık enerjinin ki bu bizim cari açığımıza denk gelen bir rakam, büyük bir bölümünden kurtaracağız. Bu bakımdan kentsel dönüşüm hayati önemi haizdir, asrın projesidir. Biz Hükümet olarak, siyasi irade olarak bu işte taşın altına elimizi koyduk, başımızı koyduk, bütün var gücümüzle bu işe sarıldık, bundan sonra da sarılmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
İş Bankası ile imzaladıkları protokolün afet riski taşıyan binaların izole edilmesi çalışmalarına katkı sunması temennisinde bulunan Bayraktar, ”İş Bankası’na attığı bu adımdan dolayı teşekkür ediyorum. İnşallah bu biraz daha artar, bu konuda faizi biraz daha aşağıya çekerler ve vatandaşımız hiç faiz ödemeden kredi almak suretiyle yeni evlerine kavuşur” dedi.
Konuşmasının sonunda Bakan Bayraktar, kentsel dönüşüm kapsamında kullandırılacak kredilerde faiz desteğini içeren protokolü İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ile birlikte imzaladı.
-”Arsa emlak değerlerini bundan sonra daha ciddi tespit edeceğiz”-
Toplantı sonrası soruları yanıtlayan Bayraktar, konutlarda uygulanacak yeni KDV oranlarıyla ilgili olarak şunları kaydetti:
”Binaların değerleri tespitinde daha ciddi olunacak. Bunun dışında bir problem yok. Diyelim ki aynı caddede burada emsal 3, burada 1. 1 olan arsa emsal bedeli 500 lira, 3 olan yerde 1.500 lira. 500 lira olan yüzde 1, 1.500 lira olan yüzde 18 olarak ödeyecek KDV’yi. Emlak değerlerinin tespitinde daha titiz davranacağız. Yoksa KDV ile ilgili bir problem yok. Arsa emlak değerlerini bundan sonra daha ciddi tespit edeceğiz. Ama bu KDV ile ilgili yapılan düzenleme herkes için faydalı.”
”Birkaç gün önce bir inşaat firması daha iflas etti. İflas eden şirketlerden ev alanların korunmaları için yasal düzenlemeler yapılacak mı-” sorusuna Bayraktar, ”Geçmişte Türkiye’de en az iflas eden inşaat firmalarıdır. Devlete iş yapanlar da zaman zaman hak edişlerde sıkıntı yaşamıştır. Özel sektör olarak yap-sat yapan, büyük proje yapanlar Türkiye’nin 30-40 yıllık yakın tarihinde en sağlam gelenlerdir. Gayrimenkul, elinde malı olan sağlam bir sektördür. Ufak tefek olabilir. Bunları kıstas olarak görmemek lazım. Vatandaş satın alırken daha sıkı araştıracak” yanıtını verdi.
