‘Bir masa bir kasa’ şeklinde yapılan gelen emlakçılık yasası ile yeniden düzenlenirken, sektörün uzmanlarından İngiliz modeli önerisi geldi.
Sosyal hayatta önemli bir yeri bulunan ancak uzun yıllar ‘bir masa bir kasa’ şeklinde yapılan gelen emlakçılık faaliyeti yasa ile yeniden düzenlenirken, sektörün uzmanlarından İngiliz modeli önerisi geldi.
Emlakçı Köksal Ünal, son yıllarda inşaat sektöründe konut üretimi ve ticaretinde rekor büyüme ile emlak piyasasının devasa bir sektöre dönüşmesinin mevzuatla ilgili konuların yeniden düzenlenmesi ihtiyacını artırdığını ve emlak piyasasına yönelik yeni yasal düzenlemenin hükümetin gündeminde olduğunu belirtti. Sektörün tüketici, müteahhit, emlakçı, bankalar ve devlet gibi önemli ayakları bulunduğunu belirten Ünal, ‘piyasanın işleyişi, vergi ve diğer boyutları ve bu alanda faaliyet gösterenlerin niteliklerine ilişkin yapılacak mevzuat düzenlemeleri büyük önem taşıyor’ dedi.
Emlak sektörü ile ilgili düzenlemelerde referans alınabilecek ülkelerin başında İngiltere?nin geldiğini ifade eden Ünal, ‘Çünkü İngiliz sistemi daha sade. Orada emlak müşavirliği var, sahibinden modeli yok. Mutlaka bir emlak müşavirliğiyle anlaşıyorlar. Satıcı komisyon ödemiyor, alıcı yüzde 3 komisyon ödüyor. Kurallar ve kriterler belli. Alıcı satıcı bir araya gelmiyor. Emlak müşavirine yetki veriliyor’ diye konuştu.
Ünal, emlak piyasasının kapsamlı biçimde yeniden düzenlenmesi yönündeki yasa çalışmalarına destek verirken, 1999 yılında yaşanan büyüm depremin ardından 2001 yılında çıkarılan Yapı Denetim Kanunu’nu örnek göstererek, bu yasa ile inşaat sektöründe kalite ve depreme dayanıklılık şartlarının sağlandığını hatırlattı. Emlak sektörü ile ilgili konuların da benzer güçlü bir düzenleme ile çözülebileceğini belirten Ünal, ‘Bu manada Türkiye’de bu şekilde geniş kapsamlı bir yasa bir milat olur’ dedi.
EMLAK MÜŞAVİRLİĞİ SİSTEMİNE ARTIK GEÇMELİYİZ?
İşin ’emlakçı’ boyutunun büyük önem arz ettiğini ifade eden Ünal, emlakçılığın hiçbir vasfı olmayan kişilerin icra ettiği bir meslek olmaktan çıkarılması, emlak müşavirliği sistemine geçilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
‘Hiçbir iş yapamayan emlakçı olabiliyor. Bence bu yasayla bu işin önüne geçilmeli. Emlakçılık kelimesi güzel bir kelime değil, artık emlak müşavirliği olmalı. Her bölgede belli sayıda ve belli kriterlerde emlak müşavirlikleri olmalı. Bölgenin nüfusuna, konut sayısına bakılarak her bölgede belli sayıda emlakçıya müsaade edilmeli. Teknik personel mecburiyeti olmalı. Emlak müşavirliği sistemini artık getirmemiz gerekiyor. Vergi mevzuatını bilen muhasebeci ya da mali müşavir, hukuk noktasında bir avukat, mimar, iç mimar, bir inşaat mühendisinden oluşan teknik kadroların bir emlak ofisinde çalışması gerekir. Artık tapu dairesinde bir işlem yapılacaksa o gayrimenkulün emlak komisyon faturası da o evraklardan biri olmalı. Bunun artık standartlarının gelmesi lazım. Bu müsaadeler verilirken de kriterler iyi izah edilmeli. İnanılmaz sayıda bir emlak kirliliği var. Komisyon hususunda da düzenlemelerin gelmesi lazım”
