2002 yılından bu yana emlak vergisinde beyan esası kaldırıldı. Beyan esasının kaldırılmasıyla birlikte, emlak vergisi değerlerini güncellemek amacıyla dört yılda bir beyanname verme zorunluluğuna da son verildi
2002 yılından bu yana emlak vergisinde beyan esası kaldırıldı. Beyan esasının kaldırılmasıyla birlikte, emlak vergisi değerlerini güncellemek amacıyla dört yılda bir beyanname verme zorunluluğuna da son verildi. Yerine, sadece vergi değerini tadil eden nedenlerin ortaya çıkması halinde, ‘Emlak Vergisi Bildirimi’ verilme zorunluluğu getirildi. Dört yılda bir vergi değerinin güncellenmesi de gayrimenkul sahipleri tarafından herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın ilgili belediyeler tarafından yapılmaya başlandı.
BİLDİRİMDE BULUNMA SÜRESİ
Emlak Vergisi Kanunu’nun ‘Bildirim Verme ve Süresi’ başlıklı 23. maddesine göre, emlak vergisi bildiriminin;
– Yeni inşa edilen binalar için inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden önce kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın kullanılmasına başlandığı,
– Emlak Vergisi Kanunu’nun 33. maddesinin 1 ila 7 numaralı fıkralarında sayılan vergi değerini değiştiren nedenlerin ortaya çıkması durumlarında da değişikliklerin ortaya çıktığı, bütçe yılı içerisinde, yani 31 Aralık’a kadar gayrimenkulün bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verilmesi gerekiyor.
GAYRİMENKUL YILIN SON ÜÇ AYINDA ALINMIŞSA
Emlak vergisi bildiriminin verilme süresi genel olarak yıl sonuna kadar olmakla birlikte, vergi değerini değiştiren nedenlerin yılın son üç ayı içinde gerçekleşmesi halinde, bildirim verme süresine ilişkin olarak Emlak Vergisi Kanununda özel bir düzenleme bulunuyor. Buna göre vergi değerini değiştiren nedenin yılın son üç ayı içinde ortaya çıkması halinde bildirim, değişikliklerin doğduğu tarihten itibaren üç ay içinde verilebiliyor. İşte bu bağlamda, içinde bulunduğumuz ekim ayı ile kasım ve Aralık aylarında satın alınan gayrimenkuller ile inşaatı tamamlanan binalar da dahil olmak üzere, Emlak Vergisi Kanunu’nun 33. maddesinin 1 ila 7 numaralı fıkralarında belirtilen vergi değerinin değiştiren nedenlerin ortaya çıkmış olması halinde, bildirimin yıl sonuna kadar değil, değişikliğin ortaya çıktığı tarihten itibaren üç ay içinde yapılması gerekiyor. Örneğin, 20 Ekim 2010 tarihinde satın alınan bir evin bildirimi, yıl sonuna üç aydan az süre kaldığı için, alındığı tarihten itibaren ‘üç ay içinde’ yani 20 Ocak 2011 tarihine kadar verilebiliyor.
SÜRESİNDE BİLDİRİMDE BULUNULMAMASI
Emlak vergisi bildiriminin süresinde verilmemesinin yaptırımı, Emlak Vergisi Kanununun 32. maddesinde yer alıyor.
Diğer yandan, emlak vergisinde Vergi Usul Kanununun 371. maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanılamıyor.
Buna göre, emlak vergisi bildirimini süresinde vermeyen mükellefler adına emlak vergisi, idarece (belediyece) tarh ediliyor. Belediyece yapılacak bu tarhiyatta, her yıla ilişkin vergi değeri (matrahı) Emlak Vergisi Kanununun 29. maddesi dikkate alınarak hesaplanıyor. Belediye tarafından yapılacak tarhiyatta vergi ziyaı söz konusu olacağından, tarh edilecek vergiye vergi ziyaı cezası uygulanıyor. Bildirimin süresinde yapılmamış olması nedeniyle ayrıca ikinci derece usulsüzlük cezası kesiliyor. Ancak mükellefiyetin başladığı yıl için vergi ziyaı cezası ile ikinci derece usulsüzlük cezasından miktar itibariyle fazla olanı, diğer yıllar içinse sadece vergi ziyaı cezası kesiliyor.
Bağ-Kur sigortalısıyken yapılan doğum borçlanması
TC KİMLİK No:… 20.12.1968 doğumluyum. SSK başlangıcım 01.12.1984 ve 3252 prim günüm var. Bağ-Kur isteğe bağlı 24 ay ödemem var ve devam ediyorum. 24.12.1990 doğumlu bir çocuğum var. Doğum borçlanması yaparsam Bağ-Kur’a isteğe bağlı prim ödediğim için borçlanmayı oraya yapmam gerektiğini söylüyorlar. Borçlanmayı Bağ-Kur’a yaparsam, Bağ-Kur’a mı sayılacak? Sayılırsa 41 ay ödemeyi geçecek ve Bağ-Kur’dan emekli olmak zorunda kalırım. Diğer sorum; 16 yaşında sigortalı oldum ve primlerim tam ödendi. Emeklilik hesabımda 1984 yılı mı yoksa 18 yaşını doldurduğum 20.12.1986 tarihi mi esas alınacak? Gülcan Böker İsteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısıyken doğum borçlanması yapmanız halinde, borçlandığınız süreler, Bağ-Kur kapsamında geçen sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Doğum borçlanması sürelerinin SSK gününe sayılması için 4/a (SSK) kapsamında çalışırken veya 4/a sigortalılığı sona erdikten sonra borçlanma yapmak gerekiyor. Doğum borçlanması nedeniyle Bağ-Kur’dan emekli olmak zorunda kalmamak için önce isteğe bağlı sigortalılığınızı sona erdirip, 4/a (SSK) kapsamında çalışmaya başlamayıp, çalışırken borçlanmalısınız. SSK’dan emeklilik hesabında sigortalılık sürenizin başlangıç tarihi olarak, ilk defa adınıza uzun vadeli sigorta kollarına prim ödendiği 01.12.1984 tarihi esas alınır.
Mirasçılıktan çıkarma sebebinin belirtilmesi
CEZAİ nedenlerle mirasçılıktan çıkarma Medeni Kanun’un 501-512. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda, mirasçılıktan çıkarmanın geçerli olabilmesi için; mirasbırakanın mirasçılıktan çıkarma sebebini açıkça belirtmesi gerekir. Anlaşmazlık olması halinde, belirtilen çıkarma sebebinin varlığını ispatlama külfeti, çıkarmadan yararlanan mirasçılara aittir. Sebebin varlığı ispat edilemezse veya mirasbırakan mirasçılıktan çıkarma sebebi hakkında açık bir yanılgıya düşmüşse, mirasçılıktan çıkarma geçersiz olur.
Akşam
