Eğer ki 20’li hatta genç yaşlarda iseniz, ekonomik geleceğiniz en bulanık zamanında. Vergileriniz büyük ihtimalle bugünkünden daha yüksek olacak, kamu hizmetleri (eğitim, polis, sağlık, savunma, bilimsel araştımalar) büyük ihtimalle daha düşük olacak
Yaşlılara yapılan ödemeler, yükselen sağlık harcamalarının karşılanması, bakımsız yolların onarımı, devletin emeklilik maaşı hizmeti ve oldukça yüklü federal harcamalar net maaş üzerinde daha çok kesintilere neden olacak. Ekonomik kazanç elde etmek için hiç umut var mı?
Evet, var. Hem de oldukça şaşırtıcı bir kaynaktan ki o da konut.
Neredeyse herkes afetler sonucu meydana gelen konut yıkımını göz önünde bulunduruyor. 2007 yılından beri yaklaşık olarak 8 milyon konuta haciz gelmiş bulunuyor. Konut fiyatları yaygın olarak kullanılan Case-Schiller indeksine göre 2006 yılından beri aşağı yukarı %33 oranında bir düşüş sergiliyor. Hızlı olmasa da düşüş hala devam ediyor. Konut fiyatları bazi şehirlerde (Atlanta, Cleveland, Las Vegas, Detroit, Phoenix), 2000 yılındaki seviyesinde ya da daha düşük bir seviyeye sahip. Ev satışları durmuş durumda. Konut patlaması ekonomik canlanmanın önünü kesiyor. İşsiz marangoz ve emlak ofislerinin yanı sıra bir çok elde kalmış kereste, halı ve ev araç gereçleri bulunuyor.
Ancak bu konut sıkıntısı bir umut ışığı olabilir. Eğer ki ev sahibi iseniz, ani fiyat düşüşleri sizin için bir felaket fakat bir alıcı adayı iseniz bu bir talih kuşu. Bu tanık olunan durum günümüz ev sahiplerinden yarının ev sahiplerine bir servet transferi. Merkez Bankası’na göre bu yıl sonunda konut değerlerinde 2006 ve 2010 arasındaki döneme göre 6.3 trilyon Dolar’lık düşüş gerçekleşti. Fiyatlardaki bu belirgin gerileme yok farz edilirse – en iyi yol- bu durum gençlerin 6.3 trilyon Dolar’ı ödemeyeceği anlamına geliyor.
Bu noktaya kadar, düşük konut fiyatları sadece yapay bir balonun havasını indirdi. Ancak düşüşlerin aşılacağına dair kanıtlar var. Ulusal Emlak Komisyoncuları Derneği düzenli olarak orta sınıf ailelerin orta sınıf konutları alabilmek için karşılayabilecekleri hakim faiz oranlarına göre belirlenen konut alım gücü indekslerini yayınlıyor. Bu yolla, mevcut konutlar 1970 indeksinden beri en karşılanabilir dönemini geçiriyor.
Ulusal Emlak Komisyoncuları Derneği’nden ekonomist Lawrence Yun’un iddiası, genç alıcıların “konut piyasasına düşük fiyatlarla giriş yapabileceği” yönünde. Yun’un belirttiğine göre konut fiyatları tekrardan yükseldiğinde gelirler de buna paralel olarak artış gösterecek. Bununla bağlantılı olarak konut maliyetlerinin yükü görece sabit kalacak ve faizlerde sadece mütevazi bir artış gerçekleşecek. (%5’den %6’ya yükselen %1’lik faiz oranı artışı 150.000 Dolar’lık bir ipotek değeri için 95 Dolar artış getirecek)
Düşen gayrimenkul fiyatları yeni konutları da etkiliyor. Yeni konutlar, olması gerektiği gibi daha küçük ve daha sade. Bu yeni konutlar genellikle benzer mevcut konutlar üzerinden %10 ila %20 arasında primle satılıyor. Fiyatlar düşmezse alıcılar satın almıyor. 1973 ile 2007 arasında, ortalama konut büyüklüğü bugünkü konut büyüklüğünün %50’si kadardı. 2009 yılı itibariyle bu büyüklük, beklenenden daha düşük bir artış gösterdi.
“İnsanlar artık çok daha fazla değer odaklı hale geldi” diyen büyük konut üreticisi KB’nin İcra Kurulu Naşkanı Jeff Mezger, mevcuttaki mortgage kredilerinin ucuz olması sonucu sayılarında patlama yaşanan, kendine aşırı güvenli konut alıcılarının beş yatak odalı, jakuzili ve granit mutfak tezgahlarına sahip konutları seçtiğini belirtiyor. Şimdilerde alıcılar, daha çok mutfak dolapları ve daha büyük klozetler gibi daha pratik çözümleri seviyor.
Büyük ihtimalle, tarihi bir birleşme noktasındayız. 2. Dünya Savaşı’ndan beri konut büyüklükleri inanılmaz bir artış sergiledi. Mortgage faizleri ve vergi indirimleri de dahil olmak üzere Merkez Bankası sübvansiyonu birçok Amerikalı’nın ev sahibi olmasi ile sonuçlandı. Evler artık ihtiyacın ötesinde zevkler doğrultusunda büyüyor. Cornell Üniversitesi’nden ekonomist Robert Frank bunun nedenini “sosyal çekişme” olarak açıklıyor. İnsanlar en büyük evlerle, en iyi okullarla en iyi komşu olmak istiyor. Robert Frank, bir şekilde daha küçük evlerin insanları daha az mutlu ettiğini ekliyor.
Eğer ki konut bunalımı yumuşar ve kendini aşma sendromundan kurtulursa, bu durumdan asıl yararlananlar yarının gençleri olacak ve satın alacakları konutlar bir şekilde daha ucuz, daha küçük ve daha düşük işletme maliyetlerine sahip olacak. Yaşam standartlarından taviz vermek çok daha önemsiz bir hale gelecek ve ev tasarrufu bir çok ailenin en büyük giderini oluşturan yüksek vergilerin ve sağlık masraflarının karşılanmasında rahatlama sağlayacak.
Uyarılar geçerli. Konut piyasası, oldukça bölgesel ve birinde doğru olan diğeri için doğru olmuyor. Ayrıca konut iflası hala büyük önem taşıyor. Gençler ya aile evlerinde kalıyor ya da aile evlerine dönüş yapıyor. Yeni konut oluşumu önceki seviyelerin yarısından daha az. Mortgage kredisi kısıtlı. Özel krediler, borçlarda ayırım gözetmiyor ve şimdilerde erdemliymiş gibi davranıyor. Fannie Mae ve Freddie Mac tranzisyon halinde, neler olduğunu kimse bilmiyor. Yeni konutların fiyat ayarlanması hala tamamlanmış değil. Bu sorunların üstesinden gelinmediği sürce konut piyasasında bunalım devam edecek. Ev kıtlığı fiyatları daha da arttıracak.
Fakat krizler geçebilir ve istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Gençler bu yaşanan krizden sadece çok ihtiyaç duyacak oldukları bir fırsat yakalayabilir.
Gazeteparc