Dürüstlük – Siz Mi Gerçeği Söylüyorsunuz, Gerçek Mi Sizi Anlatıyor?
Carl Bozeman
Doğduğumuzdan andan itibaren olduğumuzdan daha farklı olmaya koşullanmışızdır. Bu açıdan bakarsak anlayış ve ifade olarak dürüstlüğün yanına yaklaştığımız hiçbir yer yok. Hepimiz birer yalancıyız. Yalan söyleme konusunda o kadar iyiyiz ki, bunu söylediğimde pek çok çoğumuz bunu hakaret olarak algılayacak. Yalan konusundaki ustalığımız öyle boyutlara ulaşmış durumda ki, artık biz bile kendi gerçeğimizden haberdar değiliz. Bizim koşullanmış doğamız, diğer insanlarla anlaşabilmek için bir şeyleri kendimize saklamamız gerektiği konusunda bizi ikna etmiş durumda.
Yalanlarımızın her yana sinen doğasını anlamamış olsak da bu koşullanmayı ifade etmek için metaforlarla geliyoruz. Bunun için yarı gerçek, beyaz yalan ifadeler buluyoruz ki, kırılgan egolarımız aslında birer yalancı olduğumuz gerçeğiyle yerle bir olmasın.
Hatta avukatlar ve politikacılar gibi belli grupların dürüst olmadığını kabul ediyoruz ve sanki olması gerekenin bu olması gerektiğini düşünüyoruz. Politik bir görüşü temsil eden bireyleri destekliyoruz ancak bu insanların bizim o “sahtekar” olarak adlandırdığımız gruba girdiklerini görmezden geliyoruz. Eğer başka birisi tarafından saldırıya uğrarlarsa, onları öfkeyle savunabiliyoruz. Hem bireysel hem de toplu olarak kendi yalancı doğamızın savunucularıyız.
Duyguları incitmek istemediğimizden söz ederken aslında bahsettiğimiz şey ego ve dolayısıyla biz de gerçeği kendimize saklayarak egonun incinmemesi için uğraşıyoruz. Kendimizi bu konuda öyle bir şartlamışız ki, garip olan şey yalan söylemek değil, doğruyu söylemek. Bu hem bireysel olarak hem de topluluğu düşünürsek de geçerli.
İçsel bilişe giriş
Eğer kendi iç sesimizi dinlemeyi öğrenebilirsek, aklımızdaki yanılsamaları da fark etmeye başlarız. Eğer dikkatlice dinlersek, her yalan söylediğimizde fark edebiliriz hatta belki henüz bunu dışarı vurmadan müdahale edebiliriz. Böylece kendi yalancılığımız, bizim koşullanmamızın doğasına karşı bir pencere haline gelir. Bu pencereden gerçeğe ulaşabiliriz. Kim olduğunuzu bulmak, bu yanılsamalardan ve sahteliklerden kurtulmanız için bir yoldur. Açıkçası bu bizim kısıtlı egomuzu geride bırakıp hayatı gerçekten anlayabilmemiz için tek yoldur.