Türkiye’de yaşayan diplomatlar ve Araplar yazlık olarak ne Ege, ne de Akdeniz sahilini tercih ediyor.
Karadeniz’den lüks villalar alıp içini İtalya’dan ısmarladıkları mobilyalarla döşüyor, hafta sonlarını yaylalarda geçiriyorlar
Yazlık ev denilince çoğumuzun aklına hemen Ege ya da Akdeniz sahilleri geliyor. Oysa Türkiye’de yaşayan bir kısım yabancının yazlık anlayışı çok daha farklı. Onlar Karadeniz’in yaylalarında bol bol oksijen almayı, göl kenarında yürüyüş yapmayı, raftingle coşmayı ve organik gıdalarla pişirilen enfes yemekleri yemeği seviyorlar. Şu sıralar Karadeniz’deki emlakçıların yüzü gülüyor. Bölgeye özellikle Türkiye’de yaşayan diplomatlardan büyük ilgi olduğunu söylüyorlar. Ordu ve Rize bölgesi en çok tercih edilen bölgelermiş. Nasıl ki Alplerde birçok ülkenin chalet‘si (dağ evi) varsa Karadeniz’de de artık birçok diplomatın yazlık villaları var anlayacağınız. Üstelik ultra lüks olan villaların fiyatları 500 bin dolardan başlıyor, 1 milyon dolara kadar çıkıyor. Emlakçılar vilalların içlerinin de genellikle Provance tarzı döşendiğini ve mobilyaların İstanbul, Ankara ya da İtalya’dan özel olarak getirtildiğini anlatıyorlar. Peki ama neden Karadeniz? Şüphesiz yapımı tamamlanan Karadeniz otobanının önemi göz ardı edilemez. Artık Karadeniz’e ulaşım çok daha kolay. Özellikle Ankara’da yaşayanlar iki-üç saat gibi kısa sürede bölgeye varabiliyor. Hafta sonları bile oksijen almak için Karadeniz’e gelenler oluyormuş.
ARAPLAR DA VAR
Sadece diplomatların değil Arapların da Karadeniz’e ilgisi epey fazla. Trabzon bölgesindeki, sahile yakın apartmanlar İranlılar, Kuveytliler tarafından çok seviliyor. Bunda yurtdışı turizm fuarlarına yoğun katılım gösteren bölge valiliğinin payı büyük. Araplar da tıpkı Amerikalı ve Avrupalı diplomatlar gibi yemyeşil ve doğa harikası olduğu için bölgeyi seviyor. Bir diğer önemli nedense havanın yazın dahi serin olması. Çöl sıcağından kaçan Araplar Trabzon sahil kesimini yazlık olarak gözüne kestirmiş durumda. Ama onlar da deniz değil yine yaylaları tercih ediyor. Arapların yoğun olarak ev aldıkları bölge ise Trabzon’un Yomra ilçesi.
FİYATLAR ARTIYOR
Karadeniz’e ulaşımın kolaylaşması ve buradan göç eden ailelerin bölgeye yeniden yatırım yapmaya başlaması Karadeniz’in yükselmesine neden oldu. Yapılan lüks siteler özel davetlerle tanıtılıyor ve artık yerlilerin de bir kısmı burada, özellikle de Kaşüstü bölgesinden lüks villa alıyor. “Kış günü yazlık konusu nereden çıktı?” demeyin. Emlakçılar yakında artan taleple birlikte fiyatların da aynı paralelde artacağının sinyallerini veriyor.
ORTA YAŞ ÜSTÜ SEVİYOR
Karadeniz’de villa satın alanların çoğunluğunu orta yaş ve üstü kesim oluşturuyor. Uzungöl, Ayder, Sultan Murat en çok ziyaret edilen ve talep gören yaylalar. Kimi zaman yayla evi almak isteyen yabancılar da çıkıyor. Ancak yaylalarda yaşayan köylüler bu konuda çok katı. Bir ev el değiştirecekse mutlaka bir akrabaya bırakılıyor ve yaylaya yabancılar kolay kolay sokulmuyor.
CAZ YAPMA, CAZ YAPMA
Caz, kaliteli müzik ve hoş bir ambiyans… Zorlu Center’da sessiz sedasız açılan Le Baron’da bunların hepsi mevcut. Bar, restoran ve canlı müzik yapan bir kulüp olarak açılan mekan Greenwich mağazasının içinde yer alıyor. Kısacası ancak bilenin gittiği özel bir kulüp gibi. Cuma akşamları Danna Leese sahne alıyor. Daha önce Levent’teki The Agency’den aşina olduğumuz müzisyenin sahne performansı oldukça hareketli. İlerleyen saatlerde genelde ayağa kalkanlar ve şarkılara eşlik edenler oluyor. Canlı caz dinlemek ve iyi yemek isteyenler mekana göz atabilir. Ayrıca mekanda şömine kısmı da bulunuyor. Geçtiğimiz hafta Pascal Nouma gibi tanıdık simalar da mekandaydı. Anlayacağınız yabancılar mekanı çoktan keşfetmiş bile.
GECE ACIKANA SUŞİ
Amerika’da kulüp çıkışı acıkanlar genelde soluğu pizzacıda alır. Malumunuz biz de ise işkembe, mercimek çorbası içmek ya da pide yemek adettir. Olmadı dürümcülerde alırız soluğu. Hele bir de yolun kenarında servis yapan dürümcü minibüsleri var ki o saatte damaklarda bıraktığı tadın yeri başkadır. Ama şimdilerde Amerika’dan Avrupa’ya yayılan ve bize de en kısa zamanda gelmesini umduğumuz yeni bir trend var: Suşi minibüsleri… Konser çıkışlarında, popüler kulüplerin önlerinde artık suşi satan minibüsler oluyor. “O saatte suşi yenir mi?” demeyin, gayet güzel yeniyor. Bir iki Japon restoranının ülkemizde de bu tarz bir projesi var benden söylemesi.
ŞİFRESİZ GİRİLMEZ
Girişi gizli restoran ve barlar tüm dünyada revaçta. Örneğin New York’taki PDT bar (Please Don’t Tell -Lütfen Kimseye Söylemeyin ) veya La Esquina gibi… Bizde Emirgan’daki Gizli Kalsın bu trendi başlatmıştı. Karaköy’deki Mitte’nin alt katındaki bar kısmıyla da devam ediyor. Mekanın sahibi Turgay Yıldız buraya girebilmeleri için müşterilere şifre yollayacaklarını söyledi. Şifresi olanlar girip alt kattaki gizli bara geçebilecekmiş.
