Posta gazetesi yazarı Tamer Heper, müteahhitle satış sözleşmesi yaptığı halde dairesini alamayan okurunun sorusunu cevaplıyor. İşte Heper’in okuruna verdiği yanıt…
Tamer Heper’in Posta gazetesinde bugünkü yazısı şöyle:
Noterde sözleşme yapın
Daire alacaktım, müteahhitle satış sözleşmesi yaptık. Dairem bundan altı ay önce bana teslim edilecekti. Daire teslim edilmediği gibi firma teslim edecekmiş gibi de görünmüyor. Her müracaatımda beni atlatıyor. Nasıl davranmalıyım? T.L
Çok ama çok yaygın bir ihtilaf. Önce ihtilafın başlangıcına geleyim. Anlattığınız bir satış değil aslında satış vaadi. Arasında fark var. Satış olsaydı dairenizin tapusunu alırdınız. Oysa burada tapunun sonra verileceği belli. Yani bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi söz konusu. Bunun önemi şurada:
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hukuken mümkündür, yapılabilir ama şekle bağlıdır. Sözleşme kendi aranızda düz beyaz kağıda yapılırsa bu geçersizdir. Noterde özel şekilde (düzenleme şeklinde) yapılma mecburiyeti var. Bu şekle uyulmayanhallerde sözleşme geçersiz. Dolayısı ile sizin sözleşmenin geçerliliği konusunda probleminiz var ki asıl mesele bu. Ancak Yargıtay olayın yaygın olduğunu görerek bir kurtarma operasyonu yaptı ve müteahhitten satın alınıp da şekil şartları uygun olmayan bu tip sözleşmeleri “temlik” olarak kabul etti. Dolayısı ile temlik hükümlerine göre alıcıya devri kabildir dedi. Temlik, bir alacağın üçüncü şahsa devri anlamını taşır.
Bu karar bir nebze alıcıyı kurtarır gibi görünürse de bu defa karşımıza, temlik veren müteahhidin arsa sahibinden daire almaya hak kazanıp kazanmadığı sorusu gelir. Şayet müteahhit arsa sahibine karşı görevlerine yerine getirmedi ise sattığı daireleri de talep hakkı yoktur, dolayısı ile temlik alanın da talep hakkı olmaz. Netice:
İşin başında işlem doğru yapılmalı, satış vaadi sözleşmesi noterde yapılmalı. Notere ödenecek bir miktar harçtan kaçınılmamalı, iş sağlama bağlanmalı. Siz de durumunuzu bu bilgiler ışığında değerlendirin, şartları varsa tüketici mahkemesinin yolunu tutun.
Tamer Heper / POSTA