Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, “Hükümet olarak öngörümüz, çabamız, gayretimiz ve başlayan süreç sıfır gecekondulu bir başkenti milletimize ve cumhuriyetimize armağan etmektir” dedi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ankara’nın gecekondu görünümünden kurtulması gerektiğini, bugün itibarıyla halen başkentte her 9 kişiden birisinin gecekonduda yaşadığını belirterek, “Hükümet olarak öngörümüz, çabamız, gayretimiz ve başlayan süreç sıfır gecekondulu bir başkenti milletimize ve cumhuriyetimize armağan etmektir” dedi.
Yarım kalan Kızılay-Keçiören metro hattı inşaatının Ulaştırma Bakanlığına devir teslimi nedeniyle tören düzenlendi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve basın mensupları, golf araçlarıyla Yaklaşım Tüneli’nden törenin yapıldığı Dutluk İstasyonu’na geldi. Başbakan Yardımcısı Çiçek, buradaki konuşmasında, yarım kalan metroları Ulaştırma Bakanlığının tamamlayacağını, bu nedenle metro inşaatlarında vatandaşın muhatabının Hükümet olacağını söyledi.
Ankara metroları için toplam 4 milyar liralık yatırım yapılacağını anımsatan Çiçek, “Hükümet olarak ulaşım meselesini öncelikli buluyoruz. En önem verdiğimiz hizmetlerin başında ulaştırma hizmetleri geliyor” diye konuştu. Ankara’nın nüfusunun her yıl ortalama 100 bin arttığını ifade eden Çiçek, “Eğer bu hizmetleri zamanında planlayamaz, zamanında gerçekleştiremezsek başka sebeplerle kaybettiğimiz parasal imkan, bu hizmetlerin yapımı için harcanacak paradan kat kat fazla oluyor. Onun için metro meselesi, hem Ankara’nın hem İstanbul’un en öncelikli meselesi. Bu önceliği nedeniyle de bu işi Hükümet olarak biz yapma kararını aldık” ifadelerini kullandı.
Metro inşaatlarının Ulaştırma Bakanlığına devredilmesi konusunda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz’un önemli katkıları olduğunu dile getiren Çiçek, “Ankara siyaseten marka şehir. Bütün dünyanın kararlarını merak ettiği marka şehir. Bu siyaseten marka şehri, başka hizmet sektörlerinde de marka şehir hale getirmenin çabası içerisindeyiz” dedi.
“BAŞKENTE AYDA 500 BİN KİŞİ GELİYOR”
Çiçek, Ankara’nın gecekondu görünümünden kurtulması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gecekonduların hiçbirisi AK Parti iktidarı döneminde yapılmadı. Çok değişik sebeplerle özellikle orta Anadolu’nun şehirlerinden Ankara’ya gelmek mecburiyetinde olan vatandaşlarımız, geldikleri yerlerden maalesef daha iyi şartlarda yaşayamaz durumda. Bugün itibarıyla halen Ankara’da her 9 kişiden birisi gecekonduda yaşıyor. Hükümet olarak öngörümüz, çabamız, gayretimiz ve başlayan süreç sıfır gecekondulu bir Başkenti milletimize ve cumhuriyetimize armağan etmektir. Bunun için hem kentsel dönüşüm hem de artan nüfusu karşılamak adına Ankara’da önümüzdeki süreçte yapılması gereken konut sayısı 136 bindir. Bunun bir kısmı Kuzey Ankara Projesi kapsamında, bir kısmı planlama aşamasında. Önümüzdeki günlerde inanıyorum ki Ankara hem gecekondu görünümünden kurtulacak, siyasi bir marka olan Ankara gecekondusuz bir Başkent hüviyetine kavuşacak hem de Türkiye’deki inşaat sektörü, iş ve istihdam kapısı açısından Ankara büyük bir şantiyeye dönecektir.”
Bu kadar çok nüfusu barındıran başkentin altyapı sorunlarının da süratle çözülmesi gerektiğini ifade eden Çiçek, “Metro kaynağına ilaveten Ankara’nın 2060 yılına kadar hem kullanım suyu hem de Ankara sanayinin su ihtiyacı için 350 trilyon kaynak Ankara Büyükşehir Belediyemize katkıdır. Merkezi hükümet olarak Ankara’ya katkımız, metro ve içme suyu bakımından 3,5 katrilyon civarındadır” diye konuştu.
Ankara’yı bölgesinin ve ülkenin bir sağlık Başkenti haline getirmeye çalıştıklarını anlatan Çiçek, iki büyük sağlık kompleksi için gelecek günlerde ihale yapılacağını söyledi. Başbakan Yardımcısı Çiçek, Ankara’nın ziyaretçi sayısının her geçen gün arttığını belirterek, “Ankara’ya 2002 öncesi gelip giden insan sayısı 100 binin altındayken, bugün 350 bin kişi geliyor. Kısa sürede bu 600 bine, 1 milyona çıkacak. Tabiatıyla böylesine hem nüfus artışı hem nüfus hareketliliği sebebiyle büyük bir trafik yoğunluğu yaşayacak olan Ankara için metro meselesi bir oksijen kadar ihtiyaç haline gelmiştir ve bu işin Hükümet tarafından gerçekleştirilmesi de zaruridir” dedi.
Çiçek, Keçiören metrosunun belirtilen süreden önce tamamlanmasının da mümkün olabileceğini dile getirerek, bu konuda Ulaştırma Bakanlığına güvendiklerini söyledi.
KEÇİÖREN-ESENBOĞA ARASINA RAYLI SİSTEM
Ulaştırma Bakanı Soluk, Ankara’da yarım kalan metroların devir tesliminin 25 Nisan’da imzalanan sözleşmeyle gerçekleştirildiğini anımsatarak, daha sonraki süreçte ilgili kurumların da yoğun çalışmalarıyla metroların ihale tarihlerinin belirlendiğini anlattı.
Metroların müşavirlik ihalesinin 21 Haziran’da, hatlara yönelik ihalelerin ise 22, 23 ve 24 haziran tarihlerinde yapılacağını belirten Soluk, “Metroları 2 yılda tamamlamayı hedefliyoruz. Ancak çalışmalarımız tamamen yer altında olacağı için dilerim herhangi bir olumsuzluk yaşanmaz. Eğer sorun olmazsa tamamlama tarihini daha da öne çekebiliriz” diye konuştu. Ankara metrolarının Büyükşehir Belediyesi ve Ulaştırma Bakanlığınca yapılacak toplam maliyetinin 4 milyar lira olacağını kaydeden Soluk, bu projelerle ağır bir yük altına girdiklerini ancak çalışmaların tamamlanmasıyla Ankaralılar’ın trafik sorununun çözüme ulaşacağını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’ya yapılacak projeler arasında saydığı Keçiören-Esenboğa arasında raylı sistem kurulmasına ilişkin Soluk, “Sayın Başbakanımızın açıkladığı Keçiören-Esenboğa hattı da var. Ama bunun Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Keçiören’in yoğunluklu olacağından dolayı Kızılay’a yeni bir güzergah oluşturacaklarını ifade etmişlerdi. Onu da öyle tahmin ediyorum ki büyükşehir belediyemiz yapacak. Veyahut da yine aynı kanun çerçevesinde bize verilir, verilmez, onu bilemiyorum” şeklinde konuştu. Gökçek, metroların Ulaştırma Bakanlığınca yapılacak ihale tarihlerinin belirlendiğini anımsatarak, bunlardan 9 bin 220 metre uzunluğundaki Keçiörenhattının ilerleyen süreçte 10 bin 500 metreye uzatılacağını söyledi. Keçiörenliler’in 24 Haziran’daki ihaleden 2 yıl sonra metroya kavuşacaklarını belirten Gökçek, belediyenin bu hat için 126 milyon lira yatırım yaptığını da bildirdi.
Konuşmaların ardından Keçiören hattının devir teslim sözleşmesi imzalandı.
“PAZAR GÜNLERİ RAHATSIZ ETMEYELİM”
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye’de haftanın yedi günü siyaset konuşulduğunu belirterek, “Allahınızı severseniz şu pazar günü siyasetçileri televizyonlara çıkarmayın. 60 ülkeye ihracat yapan bu insanların başarılarını kamuoyuna tanıtın, bilim adamlarımızın başarılarını gündeme getirin” dedi.
Bakan Çiçek, ITEC İnternational School, İncesu Gayrimenkul Danışmanlığı, ARES Group ve Ankara Genç İş Adamları Derneğinin ortaklaşa Rixos Otel’de düzenlediği “Ankara’nın Markaları Zirvesi 2011″e katılarak bir konuşma yaptı.
Markalaşma açısından Ankara’da yapılan işlerin önemine işaret eden Çiçek, “Ankara her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Ankara bir marka şehirdir. Siyasi başkent olarak tüm dünyada marka şehir haline geldi. Eskiden sınırlı sayıda ülkenin bildiği Ankara, bugün hepimizin, özellikle iş adamlarımızın gayretleriyle tüm dünyada bilinir hale geldi” diye konuştu.
“Ankara siyaseten giderek markalaşıyor ama bu tek başına yetmez” diye konuşan Çiçek, Ankara’yı mutlaka diğer alanlarda da markalaştırmak gerektiğini söyledi.
“MARKA ŞEHİRLER YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Ankara’yı “marka şehir” yapmaya çalıştıklarını ifade eden Çiçek, “Son açıkladığımız Türkiye 2023 vizyonu çerçevesinde marka şehirler ifadesini ilk defa kullanarak, marka şehirler yaratmaya çalışıyoruz. İnşallah bunun içini iyi doldururuz” dedi.
Cemil Çiçek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşları olarak şunu ifade etmeliyiz ki bizim Cumhuriyet olarak en büyük markamız Atatürk’tür. Çünkü bağımsızlık savaşının, tüm dünyadaki bağımsızlık savaşlarının ilham verici ismi olarak Ankara, Atatürk ile beraber daha da öne çıkabilir. Ayrıca hiçbir yerden destek almaya gerek yok. Bu başlı başına Ankara’yı öne çıkarmaya, tanıtmaya yeter diye düşünüyorum” diye konuştu. Ankara’nın Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda başkent olması nedeniyle bir memur kenti, asker kenti, üniversite kenti olduğunu belirten Çiçek, “Ancak Ankara’nın bir sanayi kenti olduğunun Ankaralının bile yeteri kadar bildiği kanaatinde değilim. Çünkü marka biraz da farkedilebilmek demektir. Doğrusunu isterseniz Ankara’da yaşayanlar, çok dar bir alan içinde günlük, aylık faaliyetlerini sürdürüyor. Ankara’da sanayi bölgelerinde yapılanları büyük ölçüde Ankaralı bilmiyor. Bu işleri yapanlar da Ankara’yı yeteri kadar tanıtamıyor” dedi.
Meslek odalarının birlikte gayret etmesi gerektiğini belirten Çiçek, şöyle devam etti: “Sanayi işi ticaret odasını ilgilendirmiyor deyip kenara çekilmemeli, ticaret odası ’benim işim değil’ diyerek işi sanayi odasına bırakmamalı. Bu manada ciddi bir eksikliğimiz var, markalaşma konusunda, bu işleri birlikte götürebilme konusunda. Evvela şu odalarımızı biraraya getirelim. Emin olun, ay ve güneş tutulması gibi senede bir defa bile gelmiyorlar. Bundan şikayetçiyim. Kendilerine de söylediğim için söylüyorum. Herkes ayrı bir galakside yaşıyor. İkincisi, ben Ankara’nın milletvekiliyim, bakanıyım. Hala beni konusu ile ilgili ziyarete gelmeyen meslek odası başkanları var, yöneticileri var. Peki nasıl olacak siz orada, biz burada? Sonra bu toplantılar şikayetnameye dönüşüyor.”
“BEN KAYNAĞI BULURUM”
Her şehrin ve sektörün 2023 vizyonunun bulunması gerektiğini dile getiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hedef önemli. Çünkü cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü. Genellikle bir şeyin yapılamaması söz konusu olduğunda, ’efendim yeteri kadar destek yok, kaynak yok’ denir. Sizi temin ederim, doğru işlerin yapılması noktasında ne kaynak sıkıntısı var ne de destek sıkıntısı var. Siz bir şeyi yapın, ben kaynağı bulurum. Ülkede kaynak da var, destek de var. Ama neyin nasıl yapılacağını çok iyi bilinmesi lazım. Bu destekler için ille de Türkiye bütçesi gerekmiyor. Biz bir çok konuda Avrupa fonlarından istifade edebiliriz, gerekli projeler olmak kaydıyla.”
Ankara’da yapılacak pek çok konu olduğunu, bu hedeflere ulaşmak için iş dünyasının, odaların, siyasetin, devletin ve üniversitelerin biraraya gelmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:
“Ben dedim ki, Allahınızı severseniz şu pazar günü siyasetçileri televizyonlara çıkarmayın. Çünkü haftanın yedi günü, yılın 365 günü siyaset konuşuyoruz. İçimiz dışımız siyaset oldu. Siyaset yapan bir insan olarak siyasetten şikayet eder hale geldim. Şu pazar günü milleti serbest bırakalım. Bu ülkede nelerin olduğunu göstermek adına gidin Sincan Organize Sanayi Bölgesine, İvedik, Ostim Sanayi bölgelerine. 60 ülkeye ihracat yapan bu insanların başarılarını kamuoyuna tanıtın, bilim adamlarımızın başarılarını gündeme getirin.
Maalesef sözümüz tutulmadı. En kolay bize ulaşılıyor, biz de her pazar çıkıyoruz ve yine de rahatsız etmeye devam ediyoruz. Eğer bunları doğru buluyorsanız, hiç olmazsa tavsiye haline getirelim. Hiç olmazsa Ankara’dan yayın yapan televizyonlarımız benim gibi siyasetçiyi çıkarmak yerine 40 ülkeye ihracat yapan iş makineleri yapmış birilerini çıkaralım. Ben ülkenin böyle markalaşacağını düşünüyorum.”
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e konuşmasının ardından günün anısına ve yaptığı çalışmalardan dolayı plaket takdim edildi. Cemil Çiçek de daha sonra, bazı özel sektör temsilcilerine plaket verdi, hatıra fotoğrafı çektirdi.
AA