1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklama yapan uzmanlar, yapı stokunun 7 üzeri depremi kaldıramayacağını söyledi. Uzmanlar “Binaların yüzde 60’ı riskli. Büyük bir kısım yenilenmeyi bekliyor. Depreme hazır değiliz.” dedi.
Türkiye, geçen sene 6 Şubat’ta peş peşe yaşanan Maraş merkezli depremlerle sarsılırken ülkenin depreme hazır olmadığı bir kez daha gözler önüne serildi. Uzmanlar, fay hatlarına dikkat çekerek ‘depreme hazır kentler’ uyarısı yapıyor. Ancak iktidar bu konuda bir adım atmıyor. Maraş merkezli depremlerin ardından yurttaşların birçok sorununa çözüm bulunmadığı gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği 650 bin konut sözü depremin üzerinden 1 sene geçmesine karşın hâlâ yerine getirilmedi. Olası Marmara Depremi ise kapıda. Ülke nüfusunun yüzde 70’inden fazlası deprem riski yüksek alanlarda yaşıyor. İktidar kamu odaklı projeler yapmadığı gibi riskli binaların çoğu dönüştürülmüyor. Deprem toplanma alanları ise iktidar ve yandaşları tarafından bir bir satılarak imara açılıyor. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında depreme hazırlık çalışmaları, kentsel dönüşüm projeleri ve ülkenin yapı stoku bir kez daha gündeme geldi. Yurttaşlar can güvenlikleri konusunda kaygı duyarken uzmanlar ise depreme karşı iktidarın gerekli önlemi almamasına ve hazırlık yapmamasına tepkili.
İMARA AÇILMAMALIYDI
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu 2. Başkanı Nusret Suna, ülkenin yapı stokunun depreme hazır olmadığını vurguladı. Ülkede 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyonun riskli statüde olduğunu söyleyen Nusret Suna şu ifadeleri kullandı: “2018 senesinde dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı, Türkiye’deki yapı stokumuzun yüzde 60’ının depreme dirençsiz olduğunu söylemişti ve bunun üzerine bir imar barışı çıkmıştı. Bu kadar büyük sağlıksız yapı stokunu hepsini elden değiştirmek mümkün değildir. Buna ne ekonomimiz ne insan gücü yeter ama önceliklendirme yapılmalıydı. İstanbul merkezli beklenen bir deprem var. Marmara Bölgesi’nde yapı stoku öncelendirilerek iyileştirilmeye geçirilmeliydi. Bu yapılan envanteri çıkarılmalı, yapılar incelenmeli, gruplandırılmalı ve en acil olanlar dönüşüme uğramalıydı. Şu an yapı stoku depreme hazır değil, 7 ve üzeri depremde 6 Şubat’taki gibi hasar alabiliriz.” Deprem bilimcilerin uyarılarına karşın belediyelerin arazileri imara açarak deprem toplanma alanlarını satmasına da tepki gösteren Suna, özetle şunları söyledi: “2000’li senelerde deprem toplanma alanları konuşuluyordu, sonra bunun adı ‘deprem barınma alanları’ oldu. AFAD’ın sitesine baktığımızda her bireyin nerede duracağını işaretleyen haritalar var. Bizim istediğimiz yerler, depremden sonra vatandaşların hijyen koşulları tam sağlanmış, altyapıları olan boş alanlardır. 1999 depremi sonrası 2001’de İl Afet Kurulu oluşturuldu. Toplantıda İstanbul’da 470 küsür deprem barınma alanı tespit edilmişti. Altına da ‘Beklenen Marmara Depremi için bu sayı yeterli değildir’ notu düşülmüştü. 400 küsür alan imara açıldı. AVM’ler, rezidanslar yapıldı. Şehir merkezi içinde deprem barınma alanları şart.”
Kentleri acilen afete hazırlanması ve bunun siyaset üstü tutulması gerektiğini belirten Suna, “Deprem anında yolların açık olması lazım. Kolluk kuvvetlerinin, sağlık ekiplerinin ulaşım sağlaması lazım. 2001’de İstanbul’da 512 adet acil kaçış yolları tespit edildi. Maalesef bu acil kaçış yolları otopark olarak kullanılıyor. 6 Şubat depremlerinde yardımlar günler sonra geldi. Afete hazırlanmamız şart” diye konuştu.
∗∗∗
GEÇ KALDIK!
Maraş merkezli depremlerin ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konut sözü ise yerine getirilmedi. Verilen sözlerin ‘seçim vaadi’ olarak kalmasını eleştiren Suna “Hiçbir planlama yapmadan ‘650 bin bina yapacağım’ demek seçim öncesi sözlerden başka hiçbir şey değildir. İstanbul için de 600 bin binayı yenileyeceklerini söylüyorlar. Bu kolay bir şey değil. 2002 senesinde 1999 depreminden sonra İstanbul Master Planı hazırlandı. Bu planda hepsi yazılı. Yaklaşık 15 sene içinde Marmara Bölgesi depreme dirençli hale getirilebilir yazıyordu ama getirilmedi. Planlama yapılmalıydı. Geç kaldık.” dedi.
∗∗∗
DEPREME HAZIR DEĞİLİZ!
• Maraş merkezli depremlerin ardından Erdoğan’ın verdiği ‘1 sene içinde 650 konut teslim edeceğiz’ sözü yerine getirilmedi.
• Türkiye’nin 10 milyon yapı stokunun en az 6 milyonu riskli yapı olarak belirlendi.
• İstanbul’daki 600 bin riskli yapı stokunun yüzde doksanı yıllardır yenilenmedi.
• İstanbul’da 2001’de 512 olarak belirlenen acil çıkış yollarının çoğu otopark olarak kullanıldığı belirlendi.
• Türkiye genelinde bulunan 18 bin 910 toplanma alanının büyük bir kısmı imara açıldı.
• Ülke nüfusunun en az yüzde 70’inin deprem riski yüksek alanlarda yaşadığı belirlendi.
• Son 11 yılda İstanbul’da bulunan ve 2000 yılı öncesi yapılmış 800 bin binanın yalnızca 84 bini dönüştürüldü.