Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 10 daireli bir binada daire başına 200 TL’lik hasar tespit fiyatı belirlemesi, 13 milyar TL’lik bir ‘riskli yapı inceleme’ pazarı yarattı. Mühendislerin 5 yıl proje ve bina güçlendirme deneyiminin olması gerekiyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ortalama 1000 metrekare kullanım alanı olan 10 daireli bir binada daire başına 200 TL’lik hasar tespit fiyatı belirlenmesi, 6.5 milyon adet binanın elden geçirileceği düşünüldüğünde 13 milyar TL’Lik bir ‘riskli yapı inceleme’ pazarının olduğunu ortaya koydu.
Bakanlığın hazırladığı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’ne göre ise, dönüştürülecek olan ‘riskli yapılar’, idarece veya müracaatları üzerine lisanslandırılacak üniversiteler, inşaat, jeoloji ve jeofizik mühendisleri odaları, Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca faaliyet gösteren yapı denetimi kuruluşları ile lisanslandırılacak kurum, kuruluş ve şirketlerce tespit edilecek. Lisanslandırılacak kuruluş ve şirketlerde, tespit raporunu hazırlayacak mühendislerin, ilgili meslek odalarına üyeliklerinin devam etmesi, mesleklerinde fiilen en az 5 yıl çalışması şartı aranacak. Bu sürenin en az 3 yılının, inşaat mühendisleri için proje hazırlanması veya incelenmesi; jeoloji ve jeofizik mühendisleri için ise jeolojik-jeoteknik etüdlerde fiilen görev yapması şeklinde olması gerekecek.
Ancak bu tablo, sektör yetkililerince 6.5 milyon binanın dayanıklılığını tespit etmek için yeterli görülmüyor. 1987’den beri İTÜ işbirliğiyle bina güçlendirme çalışmaları yapan, Gölcük, Afyon, Bingöl depremleri de aralarında olmak üzere bugüne kadar 1000’in üzerinde binayı onaran Art-Yol Mühendislik’in Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Türkkan, Türkiye’de 70 bin inşaat mühendisi, binin üzerinde mühendislik şirketi olduğunu ancak hasar tespitini en doğru biçimde yapacak yetişmiş firma sayısının yeterli olmadığını söyledi. Türkkan, “Bakanlık, 3 yılık proje, 5 yıllık mühendislik deneyimi olan; 2 inşaat mühendisi, 1 jeoloji veya jeofizik mühendisi istihdam eden mühendislik şirketlerini görevlendiriyor. Ancak şirketlerin en az 5 yıllık proje, 7-8 yıllık mühendislik deneyimi ile mutlaka bina güçlendirme geçmişinin olması gerekiyor” diye konuştu.
Hasar 1 haftada belirleniyor
Deprem dayanıklılık tespiti, ‘zemin etüdü’ yapılarak başlanıyor. Betondan numune alınıyor, röntgen cihazlarıyla kolonlar içindeki demir inceleniyor. Hasar ve çatlaklar önemine göre ayrılarak tüm veriler 3 boyutlu bir analize tabi tutuluyor.
Risk tespit raporuna 15 gün içinde itiraz edilebiliyor
Yönetmeliğe göre riskli yapı tespitine ilişkin raporların bir örneği, tespiti yapan lisanslandırılmış üniversite, meslek odası, kurum ve şirketçe tespite konu yapının bulunduğu ildeki çevre ve şehircilik müdürlüğüne gönderilecek. Müdürlük, bu yapıları, tapu müdürlüğüne ve Bakanlığa bildirecek. Riskli yapı tespitine karşı malikler veya kanuni temsilcilerince 15 gün içinde, yapının bulunduğu yerdeki müdürlüğe dilekçeyle itiraz edilebilecek. İtirazları değerlendirmek üzere teknik heyet oluşturulacak. Teknik heyet, üniversitelerden bildirilen 4 üyeyle en az 2’si inşaat mühendisi olmak üzere, Bakanlık teşkilatında görev yapan 3 üyeyle 7 üyeli teşkil edilecek.
40 bin liradan başlayan belediye harçları cep yakacak
Vatandaşlar için asıl maliyet kalemi, hasar tespit sonrası binaların yıkılıp yeniden inşa edilmesi ile ilgili olarak belediyeye yapılacak müracaatlarda talep edilen ‘harçlar’da gizli. Sinan Türkkan, belediyenin binanın yeniden inşa edilmesi ile ilgili olarak yeni imar durumu alınması ve hafriyat harcı, ruhsat harcı ve otopark harcı olmak üzere 3 farklı harç talep ettiğini söyledi. Bu harçların ortalama 10 daireli bir binada toplam 40 ile 80 bin lira arasında değiştiğini söyleyen Türkkan, şöyle devam etti: “Sadece otopark harcı 15-50 bin lirayı buluyor. Hasar tespiti sonrasında ‘yıkıp yeniden yap’ denildiğinde imar artışı olan yerler ve müteahhitin ilgi gösterdiği bölgelerde bu harçları müteaahitler karşılıyor. Ancak vatandaşlar, kendi imkanı ile yıkıp yapmak zorunda kalırlarsa hem belediyeye belirtilen harçları ödemek hem de inşaat firmasına taahhüt ücretini ödemek zorunda. Eğer mimari, elektrik, mekanik projede değişiklik yapılmıyorsa harç istenmemeli. Deprem zamanında yapılan konutlarda olduğu gibi tüm harçlardan muaf tutulmalıdır.”
Yan parselde tarihi eser varsa ne olacak?
Art-Yol Mühendislik Başkanı Sinan Türkkan’a göre, belediyeler riskli bina tespitini zorunlu tutuyor ancak bazı alt yönetmeliklerin hâlâ belirlenmiş olmaması sıkıntı yaratıyor. Türkkan, “Örneğin hasarlı binanın yan parselinde tarihi eser varsa, bu bina ile ilgili işlem yapmak için Anıtlar Kurulu’ndan 2 yılda gelecek izni beklemek zorundasınız. Bununla ilgili netlik henüz yok” diyor.
Nihal Yuvacan/Vatan