İsrail’in Beershave şehrindeki Osmanlı’dan kalma Beersheva Camii, zemin yenileme çalışmaları ve restorasyon nedeni ile bir süredir ziyaretçilerine kapalı…
İsrail Yüksek Mahkemesi’nin kararıyla geçen yıl müzeye dönüştürülen İsrail’in Beersheva kentindeki eski Osmanlı eseri Beersheva Camisi’nin Müze Müdürü Dr. Dalia Manor, cami avlusunda 5 Eylül’de belediyenin ev sahipliğinde düzenlenecek festival yapılacağını ve belediyenin ev sahipliği yapacağı festivalde İsrail’de üretilen şaraplarının yarışacağını söyledi.
Zemin yenileme çalışmaları sürdürülen ve restorasyon nedeniyle bir süredir ziyaretçilere kapalı tutulan Beersheva Camisi’nin kapıları AA muhabirine açıldı.
Kapıları AA muhabirine açan Müze Müdürü Dr. Dalia Manor, dönemin Kudüs mutasarrıfı Abdülkerim Bey tarafından 1906 yılında caminin yaptırıldığını söyledi. Manor, caminin bahçesinde Vali Konağı da bulunduğunu belirterek, bu yapıların karşısındaki Osmanlı Bölge Yönetim binası olarak bilinen yapının halen İsrail Savunma Bakanlığı’nca kullandığını ifade etti.
Manor, Osmanlı’nın 1917’de bölgede hakimiyetini kaybetmesinin ardından cami, konak ve yönetim binasının 1948 yılına kadar İngiliz manda yönetiminin idari binaları olarak kaldığını anlattı. 1948’de İsrail devletinin kurulmasının ardından caminin önce Etnografya Müzesi’ne dönüştürüldüğünü bildiren Manor, resmi olarak, geçen yıl İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından Sanat Tarihi Müzesi’ne dönüştürülmesi kararı alındığını anımsattı.
Dalia Manor, AA muhabirinin cami avlusunda şarap festivali düzenleneceği iddialarına ilişkin sorusuna ”Evet, haber doğru. Belediyenin ev sahipliğini yapacağı festivalle, bu yıl Eylül ayının 5’inde caminin avlusunda İsrail’de üretilen şaraplar yarışacak” karşılığını verdi.
”Bu minareden Allah’ın ismi duyulacak”
İsrail Millet Meclisi Knesset’in Arap Üyesi Taleb es-Sania, içki festivalini ”Müslümanların onurunun çiğnenmesi” şeklinde nitelendirdi. Sania, ”Caminin onuru, Müslümanların onurudur” dedi.
İsrail’in Beersheva Camisi’ni önce hapishaneye daha sonra müzeye çevirdiğini söyleyen Sania, camide içki festivalinin ”kışkırtma amacıyla” düzenlendiğini ifade etti.
Sania, şöyle devam etti:
”Camide şarap festivali düzenlemek , İsrail’in demokrasisine bir lekedir. Demokrasinin kutsallarından biri de tüm vatandaşlarının kutsallarını korumaktır. İsrail Hükümeti, toplumun bazı kesimlerini kışkırtıcı fiillerde bulunuyor. Normalde Hükümetin, müzeyi camiye dönüştürüp Müslümanların hizmetine sunması gerekirdi. İsrail, Müslümanların kutsallarına dokunan her türlü eylemi engellemeliydi.”
Müslümanların ve Hristiyanların festivali protesto etmek için gösteri düzenlemeye hazırlandıklarını belirten Sania, 3-4 Eylül’de gösteri yapmak için İsrail Hükümetinden izin talep edeceklerini bildirdi.
Sania, ”Hakkımızı alana kadar geri dönmeyeceğiz. Bu minareden Allah’ın ismi duyulacak, Ezan okunacak” dedi.
Caminin müzeye dönüştürmesi çalışmaları sürüyor
Avlu hariç, tek minareli ve tek kubbeli 600 metrekarelik alana sahip caminin içinde, Beersheva kentinin Osmanlı dönemi ve sonrasına ait fotoğraflar sergileniyor. Minberin tamamen yok olduğu dikkati çeken caminin mihrabın arkasında yer alan bölümünde müzeyi ziyaret edenler dinlenirken, yine burada sinevizyon gösterileri yapılıyor. Avluda yer alan bölümde ise yaz aylarında klasik müzik konserleri düzenleniyor. Avluda yer alan Osmanlı eseri Vali Konağı ise Modern Tarih Müzesi ve idari bina olarak faaliyet gösteriyor.
İsrail’in caminin müzeye dönüşümü için değişiklikler yaptığı gözlemleniyor. Kapısında silahlı güvenlik görevlisinin bulunduğu dörtbir yanı çitlerle örülü caminin girişinde İbranice ”Sanat Tarihi Müzesi” levhası yer alıyor.
Caminin içinde Osmanlı ve İngiliz döneminden kalma fotoğrafların yanı sıra İsrail dönemine dair fotoğraflar sergileniyor. Fotoğraf sergisinin köşesinde, etrafında 1900-1917 yazılı Türk bayrağı, mihrabın sağ tarafında 1917-1948 yazılı İngiliz bayrağı ve sol tarafında ise 1948-1989 yazılı İsrail bayrağı yer alıyor. Etrafta her döneme ait fotoğraflar ile o dönemde kullanılan silahlar ve kıyafetler bulunuyor.
Bedevi kabilelerini kontrol için kurulan şehir
Osmanlı İmparatorluğu’nun Negev Çölü’nün ortasında, Bedevi kabileleri kontrol etmek amacıyla, 600 yıllık tarihinde Türkiye toprakları dışında ilk kez sıfırdan kurduğu şehir olarak tarihe geçen Beersheva, İsrail’in güneyinde yer alıyor. Osmanlı’daki adı ”Birüssebi” olan, Kudüs’e 170 kilometre uzaklıktaki şehir doğrudan Kudüs Mutasarrıflığı’na bağlı yönetilmiş. Birleşmiş Milletler’in 1948 yılındaki taksim kararına göre, Beersheva Filistinlilere ait gözüküyor. İsrail’in yedinci büyük şehri olan ve bugün nüfusu 200 bine ulaşan Beersheva, ağırlıklı olarak Rusya ve Etiyopya’dan göç ettirilerek İsrail’e getirilen Yahudilerin yerleştirildiği bir bölge.
Modern binaların yükseldiği şehirde, eski yapıların tamamını Osmanlı dönemi eserleri oluştururken, Beersheva Camisi, Vali Konağı ve tren istasyonu en önemli eserler kabul ediliyor. Şehrin Osmanlı dönemindeki son resmi ziyaretçisi ise dönemin bölgeden sorumlu ismi, 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa oldu. İngilizlerle yapılan cephe savaşının mekanı Beersheva’da Osmanlı resmi kayıtlarına göre 280 şehidimiz bulunuyor. Beersheva’da, bu şehitler anısına, 2002 yılında yapılmış ”Türk Şehitleri Anıtı” da yer alıyor.
Geniş çaplı protesto uyarısı
1948 Filistin İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal el-Hatip, AA muhabirine yaptığı açıklamada Beersheva’da bulunan Osmanlı camisinde içki festivali yapılacağını belirtmişti. Festivali engellemek için geniş çaplı protesto gösterileri düzenleyecekleri uyarısında bulunan Hatip, festivalin ”bilinçli olarak mukaddesatı kirletme amacı güttüğünü” vurgulamıştı.
Beersheva Camisi’nde, 5 Eylül’de İsrail’in 30 içki üretici firmasının katılacağı içki festivali düzenleneceği açıklanmıştı.
AA