“1) Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek tutarlı (14,5 Katrilyon) teşviği, Başbakanın damadının yönettiği Çalık şirketine verildi.
2) Rusya’yla yapılan uluslararası anlaşmalar milli çıkarlarımıza göre değil, Çalık şirketine para kazandırmak için yapıldı.
3) Her yıl 16 ton altın çıkarılan Erzincan İliç altın madeni Başbakan’ın damadının yönettiği Çalık şirketine verildi.
4) Samsun-Adana-Ceyhan petrol boru hattı işi Başbakan’ın damadının yönettiği Çalık şirketine verildi.
5) Samsun, Ordu, Çorum, Amasya, Sinop il ve ilçelerinde elektrik dağıtım şirketi özelleştirmesi Başbakan’ın damadının yönettiği Çalık şirketine verildi.
6) TOKİ’nin inşaat ihaleleri, Başbakan’ın damadının yönettiği Çalık şirketine ait GAP İnşaat şirketine verildi.
7) Çiftçiye kredi veremeyen Ziraat Bankası esnafa kredi veremeyen Halk Bankası Çalık’a 1 Milyar Dolar düşük faizli kredi verildi.
8) İzmir’de RES, Rize’de HES yapım işi Başbakan’ın damadın yönettiği Çalık şirketine verildi.
9) Türk Telekom Başbakan’ın damadının yönettiği Çalık şirketine ortak edilip Arnavutluk Telekom şirketi alındı.
10) Başbakan’ın damadının yönettiği Çalık şirketi Kuzey Irak’ta 1 Milyar Dolarlık enerji santrali yapım ihalesi aldı.”
Tırnak içinde sunduğumuz bu bilgileri derleyip e-mail adresimize gönderen CHP İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu’dur ki bilgilerin doğruluğu-yanlışlığı ona aittir.
Eğer bunlar doğru ise Başbakan’ın damadı olmak ne güzel şeymiş dediğinizi duyar gibiyim!
Gül’den kaçak dövüşe devam
Tam bir Abdullah Gül klasiği!
Tayyip Erdoğan’a karşı açıktan meydan okuyamıyor ama fırsat bulduğunda ısırıyor.
Son bahanesi Muhteşem Yüzyıl dizisi ile BDP’lilerin dokunulmazlıkları.
Cumhurbaşkanı bu iki konuda Tayyip Bey den farklı düşündüğünü söylüyor ama hodri meydan diyemiyor.
Yok, emin olun rol filan yapmıyorlar. Bu iki isim birbirini ilk günden beri sevmez ki Abdullah Gül’ün hanımı Hüyrunnisa’nın, “İngilizce bilmeyen birinden Başbakan mı olur”‘ sözünü 10 küsur yıl önce Posta gazetesinde yazdığımda, Abdullah Bey beni arayıp ‘Tayyip’le aramı açma, zaten benden hoşlanmıyor’” demesi hala kulaklarımdadır!
Evet, dünden bugüne değişen bir şey olmadı, iki isim hala birbirini sevmez, lakin düşmanımın düşmanı dostum anlayışı ile bugünlere geldiler.
Peki, bundan sonra mı?
Başbakan olmak isteyen Gül, her fırsatta Erdoğan’ı gagalayacak ve onu kendi Başbakanlığına ikna etmeye çalışacak!
İhtimal mi?
Çok az çünkü Erdoğan, Gül’ün Başbakan olması halinde tükeneceğini biliyor!
Suriyeli mültecileri satan pezevenk mücahitler!
Haberi veren İtalyanların ünlü gazetesi Corrıere Della Sera dır ki somut deliller sunuyorlar.
Buna göre Suriyeli mümin mülteci hanımlar zengin Araplara satılıyormuş.
Haber de fiyatlar bile veriliyor.
Satan pezevenkler ise kendine özgürlük savaşçısı diyen Beşar Esad karşıtları!
AKP güruhuna sorsanız bu kadın tüccarı pezevenkler Allah yolunun askerleri yani her biri mücahit!
Tekrar ediyorum haber Beşar Esad yıkılsın diyen İtalya’nın en büyük gazetesinde somut delillerle yayınlandı!
Rahmetli dedem bu tabloyu görse hemen işte kıyamet alameti derdi!
Niye mi?
Güya Allah’ın yolunda olanların pezevenklik yaptığı bir tablo başka şekilde açıklanamaz da ondan!
Davadan dönene şefkat tokadı!
Yaşı bizim gibi 50’yi geçenler bilir. Davadan döneni vurun ifadesi MHP ve ülkücülere atfedilir.
İddia ya da efsane şudur:
Ülkücü harekete katıldıysan, artık geri dönüşün yoktur.
Kazara geri dönüş yapar, karşı cenaha geçersen bu davadan dönmektir ve vurulursun!
Peki, bu gerçek midir?
Sizi bütün değerlerimle temin ederim, bu büyük bir yalan ve psikolojik harekattı.
Doğru olan şey, gayrı ahlaki işler yapan ülkücülerin İstanbul Vatan Caddesi’nde bulunan Edirnekapı öğrenci yurdunda, müzik odası denilen yerde falakaya yatırmalarıdır.
Evet, davadan döneni vurma olayı dün yoktu ama bugün başka şekillerde var.
Nasıl mı?
Anadolu’da bir üniversitede okuyan kız kardeşimin oğlu bana geçen gün şunları anlattı:
“Dayıcığım bizim fakültede iki şey olmak serbest. Biri Fethullahçı diğeri PKK’lı olmak. Mazallah Atatürkçüyüm desen F Tipi öğretim görevlilerin ve rektörün hedefi oluyorsun. Tablo emin olun zannedilenin ötesinde dramatiktir.”
Yeğenim devam ediyor:
“Devletin yurtlarında F Tipi hâkimiyeti var. Burada bizim gibi gençler inanç kullanılarak sadece şartlandırılmıyor aynı zamanda açıktan tehdit edilip korkutuluyor.”
Nasıl bir korku dememle yeğenim şu karşılığı veriyor:
‘ Allah ile korkutuluyor. Güya hizmet hareketi (F Tipi örgüt) için yanlış bir şey söyler ve yaparsan Allah sana şefkat tokadını indirir ve seni helak edermiş. Hastalığa, kazaya ve ihanete duçar olurmuşsun, öyle diyorlar.”
Görüyor musunuz genç dimağları Allah ile nasıl korkutup sindiriyorlar!
AYDINLIK / Sabahattin Önkibar: