Erdoğan Bayraktar: Türkiye’nin 166 noktasında kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Afet riski altındaki binaların dönüştürülmesiyle ilgili çıkardığımız 6306 sayılı yasayla kentsel dönüşüm bir seferberlik ruhuyla başlayacak. Ana esas, vatandaşlarımızd
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ekim ayı başında kentsel dönüşüm çalışmalarına başlanacağını belirterek, “Burada gerekirse kira yardımı olabilecek, ’kesin olacak’ demiyorum.
Binalara enkaz bedeli verilmesi ve kredi yardımı olabilecek. Devlet, bu riskli yapıların dönüştürülmesinde her türlü argümanları, desteği vatandaşlarımıza verecektir” dedi.
Üsküdar’da inşaatı tamamlanan Hz. Ali Camisi’nin açılışına katılan Bayraktar, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bayraktar, kentsel dönüşümle ilgili son gelişmelerin sorulması üzerine, Türkiye’deki kentsel dönüşüm sürecinden bahsetti.
Deprem fayı üzerindeki şehirlerde, depreme dayanıksız binalardan başlamak üzere kentsel dönüşüm için çalışmalar yaptıklarını anlatan Bayraktar, “Kentsel dönüşümle ilgili hem vatandaşlardan, hem şahıslardan, hem de kurumlardan, sitelerden ve belediyelerden çok yoğun talepler var. Şu an birçok üniversitemizi yetkilendirdik. Belediyelerimiz de yetkili. Ayrıca yapı denetim kuruluşlarını da riskli bina tespitinde görevlendiriyoruz. İnşallah yönetmeliğimiz de birkaç güne kadar çıkacak” diye konuştu.
Bayraktar, binaların nasıl yıkılacağı ve yapılacağı konusunun şu an gündemde olduğunu ve bu konudaki çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin 166 noktasında kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Afet riski altındaki binaların dönüştürülmesiyle ilgili çıkardığımız 6306 sayılı yasayla kentsel dönüşüm bir seferberlik ruhuyla başlayacak. Ana esas, vatandaşlarımızdır ve gönüllülük esasıdır. Bunun dışında kentsel dönüşüm işinde uç beyleri belediyelerdir. Nerede gönüllülük varsa, nerede vatandaşlar rıza göstermişse, nerede başarılı, çeteleyi çıkarmış bir belediye varsa, aynı zamanda riskli binalar tespit edilmişse, vatandaş muvafakatlarını almışsa, kentsel dönüşüme oradan başlayacağız. Ekim ayı başında çok ciddi bir start vermek suretiyle kentsel dönüşüme başlayacağız. Burada gerekirse kira yardımı olabilecek, ’kesin olacak’ demiyorum. Binalara enkaz bedeli verilmesi ve kredi yardımı olabilecek. Devlet, bu riskli yapıların dönüştürülmesinde her türlü argümanları, desteği vatandaşlarımıza verecektir.”
Kentsel dönüşümde verilecek kredinin nasıl kullandırılacağına yönelik soru üzerine Bayraktar, “Kentsel dönüşüm için verilecek kredileri ince eleyip sık dokuyacağız. Yani yapacağımız işlemlerde, ruhsatlarda, planlarda, kentsel tasarımlarda, eğer kredi verebilirsek kredilerin denetiminde çok ince eleyip sık dokuyacağız” diye konuştu.
“Kentsel dönüşümde ana eksende devlet yardımcı olacaktır”
Bayraktar, yapı denetim kuruluşlarını hem bu haliyle, hem de teknik anlamda biraz daha güçlendirmek üzere işe dahil edeceklerini dile getirerek, “Üniversitelerimizi işin içine koyuyoruz. Zaten belediyeler ana işi yürütecek. Valilikler, vilayetlerde işin tepesinde amir noktasında olacak. İnşallah basının da sivil toplum örgütlerinin ve bu işteki tüm aktörlerin desteğiyle de kentsel dönüşümde Türkiye’mizi modern bir ülke, şehirlerimizi de modern konuma hep beraber getireceğiz” ifadelerini kullandı.
“Devlet kentsel dönüşümde hissedar olacak mı?” şeklindeki soruya karşılık Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kentsel dönüşümde ana eksende devlet yardımcı olacaktır. Burada devlet yasayı yaparak, vatandaşların bu işi daha iyi yapması için işin önünü açmıştır. Ne yapmıştır? Nitelikli çoğunlukta karar vermeyi getirmiştir. Riskli binaların tespitini getirmiştir. İnsanların anlaşmalarını sağlamış ve kentsel tasarımlarda, ruhsatlarda kolaylık getirmiştir. İşin esası, vatandaş kendi evini, ’Benim evim risklidir veya benim evim riskli olabilir?’, ’Ben evimi tespit ettireceğim, ben evimi kendim yıkıp, yapacağım’ demesi… Yasanın özü ve ruhu budur. Yasanın verdiği mesaj budur. Ancak biz de devlet olarak vatandaşa, belediyeler, TOKİ, kamu ve bakanlık eliyle yardımcı olacağız. Bunun yanında vatandaş riskli binada direniyorsa, ’Ben binamı yıkmıyorum, can benim değil mi?’ diyorsa, eğer o bina da bir deprem ve afet karşısında duramayacak kadar riskli binaysa, netice olarak o binayı biz izole etmek ve yenilemek zorundayız. İşin özü budur.”
A.A.