Anayasa Mahkemesi, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası büyük tartışmalara yol açan imar barışıyla ilgili önemli bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, yapı kayıt belgesi verilerek yasal hale getirilen kaçak ya da imara aykırı yapıların depreme dayanıklılığı konusunda sadece bina sahiplerinin sorumlu tutulamayacağına hükmetti.
Anayasa Mahkemesi’nin Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası verdiği kritik karar, imar barışıyla yasal hale getirilen kaçak ya da imara aykırı yapıların depreme dayanıklılığı konusunda yeni bir dönemi başlattı.
Mahkeme, bu yapıların güvenliği konusunda yalnızca bina sahiplerinin değil, ilgili kamu kurumlarının da sorumlu olduğunu belirtti.
Bu karar, yapı kayıt belgesi verilen binaların deprem veya kendiliğinden çökmesi durumunda oluşacak zararların giderilmesi için, ilgili kamu kurumları aleyhine tazminat davalarının açılabilmesinin önünü açtı.
İmar kanununa geçici 16. madde eklenmişti
İmara aykırı ve kaçak yapılar konusunda; 18 Mayıs 2018’de yürürlüğe giren 7143 Sayılı Kanun ile önemli bir düzenleme yapıldı. 3194 Sayılı İmar Kanunu’na geçici 16. madde eklendi. İlgili düzenleme uyarınca; afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amaçlandı. Bu kapsamda; 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılan yapılar için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 31 Ekim 2018 tarihine kadar başvurulması ve şartların sağlanması halinde yapı kayıt belgesi verilebileceği hüküm altına alındı. Yapı kayıt belgesi alan kaçak yapılar bu düzenleme sayesinde yasal statü elde etti.
Sorumluluk maliklere bırakılmıştı
Yine ilgili yasal düzenleme ile yapının depreme dayanıklılığı hususunun bina sahibinin sorumluluğunda olduğu düzenlendi. Yani idarenin olası bir deprem hasarı ya da çökme gibi durumlarda tazminat gibi sorumluluklar altına girmeyeceği hükme bağlandı. Yani yapı kayıt belgeleri binanın depreme dayanıklı olup olmadığına bakılmaksızın verilirken, olası bir olumsuzlukla ortaya çıkacak tablodan da malikler sorumlu tutulmuş oldu.
Tebliğin iptali için Danıştay’a dava açıldı
Tüm bu hususlar daha sonra Bakanlık tarafından çıkarılan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine Dair Tebliğe de aynen yansıdı. Tebliğin yayımın ardından bazı hükümlerinin iptali için Danıştay 6. Dairesi’nde dava açıldı.
Danıştay Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu
Daire yaptığı incelemelerin ardından bir hüküm yönünden Anayasa’ya aykırılık tespit ederek, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapma kararı aldı. Yüksek Mahkeme; yapı kayıt belgesi verilen yapının depreme dayanıklılığı konusunda idarenin değil sadece bina sahibinin sorumlu olacağına dair hükmün iptalini istedi.
AYM ilgili düzenlemeyi oy birliği ile iptal edildi
Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ın itirazını haklı bularak, ilgili düzenlemenin oybirliğiyle iptaline karar verdi. Kararda; idarenin denetim ve gözetim sorumluluğunun devam ettiği bir konuda idare aleyhine tazminat davası açılamamasının Anayasa’ya aykırı olduğunu vurguladı.
Vatandaşlar kamu kurumları alehine tazminat davası açabilecek
Yüksek Mahkeme’nin bu kararı sonrası yapı kayıt belgesi alan ve yasal statüye kavuşan binalarda deprem gibi etkenlerle yaşanabilecek olaylardan kamu kurumları da sorumlu olacak. Vatandaşlar ilgili kamu kurumları aleyhine tazminat davası açabilecek.
3 milyon yapı kayıt belgesi alındı
Kahramanmaraş ve çevre illeri vuran depremler Türkiye’de imar affı tartışmalarını beraberinde getirdi. Yapı kayıt belgesi alan binaların depreme dayanıklı olup olmadığı bir kez daha gündeme taşındı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre; imar affından 5 milyon 849 bin konut ve 1 milyon 237 bin ticari olmak üzere 7 milyon 86 bin adet bağımsız bölüm yararlandı. 3 milyon 110 bin adet Yapı Kayıt Belgesi verildi.