Akşam gazetesi genel yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya, Fenerbahçe-Trabzonspor maçını tribünde izleyen ünlü işadamlarının 2012 görüşlerini toparladı. Küçükkaya, tribünde Ali Ağaoğlu ile konuştuktan sonra “Konutçular cesur” ifadesini kullandı
İşte İsmail Küçükkaya’nın o yazısı:
“İşadamları 2012’yi nasıl görüyor?”
Bu da ‘maç ekonomisi’…
Tribün coşkusu yaşayan işadamlarının ‘2012 yılı ekonomik görünüm’ raporu…
Dün baktım, kahin Roubini krizin büyüyeceği öngörüsüne ‘Bu kez Türkiye de olumsuz etkilenebilir’ uyarısını eklemiş.
İlk günden bu yana hükümetten ‘temkinlilik mesajları’ geliyor.
Eleştirildi ama AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, ‘Harcamalarda frene basmalı, herkes ayağını yorganına göre uzatmalı’ derken haklıydı.
Başbakan Yardımcısı Babacan’dan Londra’da dinlemiştim, ‘Üretmeden tüketiyoruz, yarınlarımızı harcayarak bugünlerimizi geçiriyoruz’ sözleri kurşun gibi ağırdı aslında.
Bunlar, bireysel harcamalarla, tüketim kalıplarıyla ilgili. Kredi kartı alışkanlıklarımız konunun merkezinde.
Acaba 2012’ye işadamlarımız nasıl hazırlanıyor? Bir süredir her görüşmemde anlamaya çalışıyorum.
Meselenin ciddi bölümünün ‘öngörülemez’ olduğu belli. Dünya, en büyük ekonomik krizini yaşıyor.
‘Gelecek haritalarının üzeri koyu ve gri bir bulut dalgasıyla’ kaplı. IMF Başkanı ne demişti, ‘1930 tarzı bir ekonomik buhran tehlikesi ufukta. ‘ Zor yorumlar… İçeriye döndüm, işadamlarıyla konuştum.
İSTANBUL KANATLANIRSA TÜRKİYE UÇAR
Bir işadamından duymuştum, ‘Ferit Şahenk ünlü etçi Nusret’i alıyormuş, Köşebaşı ve Poseidon’la da ilgileniyormuş’.
Pazar günü yazı işleri toplantısında arkadaşlara anlattım, araştırdık doğru çıktı. Boğaz’ın isim yapmış çok sayıda ünlü restoranıyla Doğuş Holding ilgileniyormuş. Ne anlama geldiğini bir düşünün…
Aynı gün akşam Fenerbahçe-Trabzonspor maçında Şahenk’le karşılaştık, sordum, doğruladı. ‘Tanışmıştın, Levent Veziroğlu’nu bu işin başına getirdik, çalışıyorlar’ dedi.
‘On ve 20 yıl ölçekli bütün gelecek projeksiyonlarında’ Türkiye’nin önü açık görünüyor. Turizm bunlardan birisi. ‘İstanbul, zaten yükseliş trendinde’ ama tek başına aldığı turist sayısında Paris, Londra, New York klasmanına çıkacağı belirtiliyor. O nedenle Doğuş’un hamlesinde ‘derinlikli bir strateji yattığı’ tartışılmaz.
Turizm gibi konut sektörü de ekonomik yapısının itici gücü.
Önceki gün Dap Yapı’nın sahibi Ziya Yılmaz’la buluşmuştuk. Ali Babacan’ın bir süre önce Hürriyet’in ev sahipliğindeki toplantıda ‘Biz hazırlıklıyız, işadamlarımız da her türlü senaryoya göre tedbirli olsun. En kötü senaryonuz neyse, onun yaşanabileceği ihtimalini göze alın’ dediğini aktardı.
Ziya Bey, ‘Biz iyimseriz’ dedi. İki büyük projeye başlıyor. Biri Anadolu yakasında konut, diğeri Çağlayan’da ofis…
İYİMSERLİĞİN GÜCÜ…
Konutçular cesur… Ali Ağaoğlu da maçtaydı. Devre arasında 2012’yi konuştuk. Güldü, ‘Örnekle açıklayayım’ dedi ve şunları söyledi:
‘Hiç başka bir şey söylemeye gerek yok. Türkiye’nin ve hatta dünyanın en büyük projelerinden birine başlıyorum. Maslak’ta, milyar dolarlık proje.’
Ve şimdi de ‘giderek bir küresel markaya’ dönüşen, Türk gururu Ülker’e bakalım.
Maçı, Murat Ülker’le izledik. Aynı soruyu ona da yönelttim. İşte Ülker’in patronunun gözünden gelecek yıl:
‘Şu anda işler iyi. Piyasa çalışıyor. Gelecek yıl için de iyimserim. Bu duyguyu ömrümde ilk defa böylesine güçlü hissediyorum. Avrupa daha bir süre sıkıntı yaşayacak, belli. ABD, Obama yönetiminde acı reçeteyi içti, düzeliyor. Obama antipatik olma pahasına gerekeni yaptı. Avrupa’da öyle lider çıktı mı, yok. Bize gelince, azalsa da büyüme trendi sürer. Döviz geri dönmez ama… O, enflasyon farkını telafi etti.’
Spor ve futbol sever ünlü bazı işadamlarının gözünden 2012 falı böyle çıkıyor. Manşetimizde var, bankacılar biraz daha temkinli ama onlar da olumlu bakıyorlar.