AKP’nin en büyük rantı sağladığı alan kuşkusuz inşaat sektörü. Bu durumu açıklamak için “mücahitler müteahhit oldu” sözleri sıklıkla kullanılıyor. İşçilerin emeği ile her geçen gün zenginleşen AKP’nin müteahhitlerinin rahatı kaçacak gibi görünüyor: İnşaat işçileri artık örgütleniyor.
Hemen her gün “inşaatta bir işçi ölümü daha” haberleriyle gündeme gelen inşaat işçileri “artık yeter” diyerek örgütlenmeye karar verdiler. İnşaat İşçileri Derneği’ni kuran işçiler, AKP’nin müteahhitlerinin huzurunu kaçıracak gibi görünüyor.
Yapıcılar iş başında: İnşaat İşçileri Derneği kuruldu
Her gün ülkenin birçok noktasında yükselen o şaşaalı binaları yapanlar onlar. Yaptıkları milyonlarca liralık binalarda bir ev sahibi olmak onlar için yalnızca bir hayal. AKP’nin müteahhitleri her geçen gün zenginleşirken onların payına ise ölmek düşüyor.
Bu duruma bir son vermek için bir araya gelerek örgütlü bir mücadeleye başlayan inşaat işçileri ile yaşamlarını ve dernekle birlikte ortaya koydukları büyük hedefleri konuşmak için buluştuk.
Hepsi inşaatlarından çıkarak buluşacağımız yere geldi ve teker teker sohbete başladık. Şimdi söz inşaat işçilerinde:
“İnşaatlarda 15 yılım dünyaya geldiğime pişman olarak geçti”
Dış cephe ustası İsmet Işık: 15 yıldır inşaatlarda çalışıyorum.15 senedir inşaatlarda çalışmama rağmen sigorta primimin sadece 168 gün. Çalıştığımız her şantiyede aylarca geciken maaşlar, işçi ölümleri… Bunun için bu derneği kurmak için çalışmaya başladık. Dört aydır toplantılarımızı sürdürdük. Bugün derneğimizi resmi olarak kurduk. Küçük, büyük ayırt etmeden bundan sonra her şantiyede örgütlenmek için çalışacağız. Şantiyelerde ayrımcılıklara işçilerin ayrılarak daha fazla sömürülmesine karşı çalışacağız. Kene nasıl insana yapışıyor ve eme bildiği kadar emiyorsa, işte bizi de böyle emiyorlar inşaatlarda.
İnşaatlarda 15 yılım dünyaya geldiğime pişman olarak geçti. Her gün arkadaşlarım öldü. 100 liralık bir iş emniyeti almadığı için birçok arkadaşımız öldü. Bunu bundan sonra yapamayacaklar, karşılarına biz dikileceğiz.
“İşçiler dernek dolayısıyla çok umutlu”
Dış cephe ustası Halil Çağlayan: Ben üç yıldır inşaatlarda çalışıyorum. Dış cephe kaplama işi yapıyorum. İnşaatta çalışmak her açıdan zor… Yemek başlı başına sorun, yiyeceğin yer sorun, iş güvenliğin sorun, maaş alamıyorsun, sigorta yatmıyor… Mesai var diyorlar, 11’e kadar diyorlar, kısacası her şey keyfi. İşçiler şikâyetçi ama toplu olarak mücadele etmiyor ve ses çıkarmıyor. Bu yüzden bu derneği kurduk. Şu anda birçok şantiyedeki arkadaşla görüştük. İşçiler dernek dolayısıyla çok umutlu bunu söyleyebilirim.
Patronlar büyük paralar kazanırken, sana ise büyük bir yoksulluk düşüyor. Ben evli değilim bekârım, karın tokluğuna çalışıyorum. Yağmur yağıyor bot lazım, iş yerleri vermiyor. Yağmur çamur içinde çalışıyorsun. Sağlam baretler yok, halat yok, kemer yok.
“Sorunları tespit etsek de…”
İnşaat teknikeri Sedat Çağlayan: İş denetiminde çalışıyorum. İş yerindeki sorunları tespit ediyorsun ama bunu uygulamıyorlar hiçbir şekilde. Bu konuda eğitimde yok. İnşaatlarda her şey kâğıt üzerinde yapılıyor ama uygulamaya kesinlikle konulmuyor. Şirketler bunları daha fazla maliyet olarak görüyor. Maliyeti arttırmayalım diye demir yerine şerit çekiyorlar.
Rusya’da oradaki Türk şirketlerinde çalıştım. İki işçi hayatını kaybetti. Çok basit iş güvenliği önlemleri alınmamıştı yine. Dernekle birlikte biraya gelmeye ve haklarımızı almaya çalışacağız. Yurt dışına Türkiye’den giden işçilerin sigortasının yapılmamasına olanak sağlayan AKP iktidarının bu tip politikalarına karşı da mücadele edeceğiz. Çalışma saatleri, sigorta için mücadele edeceğiz.
“30 senedir çalışıyorsun bir ev sahibi dahi olamıyorsun”
Tadilat işçisi Kemal Karaca: Değişik illerde 15 yıldır bu bölgede çalışıyorum. Daha çok tadilat işlerinde çalışıyorum ben. İnşaat işinde yan yana gelmek sektörün dağınık olduğu için çok zor. Bizim çalışma şartlarımız çok kötü. Kaldığımız yerler çok kötü, baraka ya da çadırda kalıyor işçiler. Ne bir banyo ne bir tuvalet var. İşçilere değer veren yok.
Ben 30 senedir çalışıyorsun bir ev sahibi dahi olamıyorsun. Evler yapıyorsun, insanlar zengin oluyor ama sen bir ev dahi alamıyorsun…
Bu noktada biz neler yapabiliriz dedik ve bu çatı altında buluştuk.
“Biz kefenimizi koltuğumuzun altına koyarak çalışıyoruz”
Dış cephe ustası Abdurrahman Sazcı: 15 seneye yakındır inşaatlarda çalışıyorum. İstanbul’da inşaat çok sıkıntılı, yalanlar çok, hak kayıpları çok. Bizim sıkıntılarımız işe başladığımız gün başlıyor. İş güvenliği sorunuyla başlıyorsun, geçim derdimiz var mecburuz çalışmaya.
İşimizi tüm sorunlara rağmen yapıyoruz ama bu kez de paramızı alamıyoruz. Mafyalar çıkıyor karşımıza para istediğimizde. Buna bir son vermek istiyoruz.
Kaliteli yemek yiyemiyoruz, işçiler arasında kutuplaşmalar oluşturuluyor… İşte biz bunları dile getireceğiz. Birçok işçi arkadaşımız ölüyor. Bizi asıl panikleten bu ölümlerin artması. Rant o kadar büyüdü ki biz kefenimizi koltuğumuzun altına koyarak çalışmaya başladık.
Biz bu yola çıktık ama belki yarın biz de inşaatlarda öleceğiz. Buna rağmen arkamızdan gelenler için mücadele edeceğiz.
“Zehirlenmezsek, yangınla karşılaşmazsak, paramızı kaptırmazsak olmaz”
Metro işçisi Onur Aydın: Şu anda Üsküdar-Ümraniye metrosunda çalışıyorum daha önce Kadıköy-Kartal metrosunda çalıştım. Çalışma koşullarımız biraz farklı bizim. İnşaatta 8 saat çalışır ve çalıştığın gün kadar para alırsın. Hafta sonları çalışmazsın. Biz de ayda bir gün izin olur ve yer altında çalışıyoruz. Çoğunda gurbet işçileri çalışır.
Ağaoğlu, Fiyapı, Ukra İnşaat, Doğuş İnşaat… Bunların sadece ismini biliyoruz. Bu firmaların isminin altında onlarca taşeron firma var.
Buralardaki işçiler ayda bir kere zehirlenmezse, kaldıkları yerler yanmazsa, yılda birkaç maaşını kaptırmazsa olmaz. Hükümet biz kuralları koyuyoruz işçiler uymuyor diyor. Bir işçinin parasını alması için günlük belli bir alanda ilerlemesi gerekiyor… Bunun için daha hızlı çalışıyor, 100 yıl önceki iskele sistemini kullanıyoruz, 5 işçiye bir kemer düşüyor. Patronlar her işe başladığında işçilerin ölmesi göze alınıyor ve umursanmıyor.
Maden statüsünde ama değil…
Biz maden statüsünde çalışıyoruz normalde. Metro işçileri maden işi yapmasına rağmen inşaat işçisi statüsünde görünüyor ve bu sayede 1,5 gün sigorta primi yatırma derdinden kurtuluyorlar, daha fazla para vermekten kurtuluyor. İşçiler “haram olsun” sözlerine alıştırıldı. Bundan sonra işçiler parasını alamadığında, artık haram etmek yerine mücadele etmeye başlayacağız. Kendi hemşerisini getiriyor, onu sömürme özgürlüğü olduğunu sanıyorlar. Bu hemşericiliğe karşı da mücadele edeceğiz. Vanlı, Ordulu, Batmanlı, Karadenizli işçileri aynı çatı altında mücadeleye çağıracağız.
TOKİ inşaatında büyük sömürü
TOKİ inşaatında çalışan Şafak Kılıç: Tuzlada TOKİ’nin inşaatında taşeron olarak çalışıyoruz. Çok büyük sömürü altında çalışılıyor. Yemekler çok kötü, çamur içindeki konteynırda 12-14 işçi çalışıyor. Sigorta asgari ücret üzerinden yatıyor. İşçiler bunları dile getirdiğinde kaçıyorlar ama artık mücadele etmeleri için bu derneği kuruyoruz.
Dernek kurmakta geç bile kalındı. İnşaat işçilerinin acilen bir araya gelmeleri gerekiyor. En fazla inşaat işçileri sömürülüyor. Bu alanda hızlıca büyüyebilir dernek.