Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, aile içi şiddete karşı yeni bir birim kurdu: Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi. Kısa adı ‘ŞÖNİM’ olan merkezler, birimler arasında koordinasyon sağlayacak
Pilot uygulaması Bursa’da yapılacak ŞÖNİM, şiddet gören kadın için ivedilikle koruma kararı alacak, gerekirse başka ile naklettirecek. Şiddet gören kadın ve çocuğun yanı sıra şiddet uygulayana da psikolojik destek verecek. ‘Aile Bütünlüğünün Korunması, Şiddeti Önleme Yasası’ çerçevesinde kurulan ŞÖNİM için Bursa’da hazırlıklar tamamlanırken merkezin bir ay içinde hizmete girmesi bekleniyor. İki yıl içinde de 81 ilde açılması planlanıyor. Bursa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Sunay Özkul, şiddet görenlere sosyal, psikolojik ve hukuksal destek verileceğini söyledi.
-Şiddet gören kadının barınması ve korunması hizmetlerinin şimdiye kadar kadın konuk evleri tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Bursa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Özkul, usulde ve koordinasyonda sıkıntılar yaşandığını dile getirdi. Dr. Özkul, merkezin çalışma esasları konusunda şu bilgileri verdi: “Şiddet mağdurlarına yönelik sağlık kontrolü dışındaki tüm hizmetler ŞÖNİM’de verilecek. Mağdurlar, sağlık raporlarının alınması ve tedavileri sürecinde sağlık kuruluşlarından öncelikli olarak yararlandırılacak. Mağdurun ifadesi, polis tarafından ŞÖNİM’de bulunan ifade alma odasında alınacak. İvedilikle koruma kararı alınması ve uygulanması sağlanacak. Tüm süreçlerin kolluk nezaretinde gerçekleştirilmesi, güvenlik önlemlerinin etkin bir şekilde takip edilmesi, gerekli durumlarda başka bir ile naklinin yapılması sağlanacak. Şiddet gören kadın ya da çocuk, meslek edindirme kurslarına yönlendirilecek.”
Şiddet gören kadın ve çocuğun tüm danışmanlık hizmetlerinin kendilerine ait olduğunu belirten Sunay Özkul, şöyle devam etti: “Bize sığınan kadını ilk olarak ‘kadın kabul’ dediğimiz birime alacağız. Burası kadın ve çocuğun 48 saat ağırlandığı yer. İnsanların ilk kabulde rahatlamasını sağlıyoruz ve ona çocukları ile birlikte bir model geliştiriyoruz. Kendi ayakları üzerinde kalabileceği zamana kadar kadın konuk evine aktarıyoruz. Çocuklara durumlarına göre ‘kreş hizmeti’, gerekiyorsa ‘okul hizmeti’ veriyoruz. Onların bütün danışmanlık hizmetleri de yine bizim görevlerimiz içinde. Bu entegre bir sistem ve bu entegrasyonu ŞÖNİM sağlayacak.”
Şiddet uygulayana da destek Sadece şiddete maruz kalan kişiye hizmet vermeyeceklerini ifade eden il müdürü, “Şiddet uygulayan ya da eğilimi olanın da psikolojik danışmanlığını yapacağız. Şiddetin yoğun olduğu bölgelerden başlayıp mahalle mahalle eğitim vereceğiz. Çünkü şiddetin önlenmesinde en önemli unsur eğitim. Çocuğu da, kadını da ve şiddet uygulayan erkeği de aynı şekilde eğitmekle işe başlayacağız.” dedi.
ŞÖNİM’in aynı zamanda bilgi bankası olacağına işaret eden Özkul, Türkiye’nin neresinden, ne zaman, ne kadar başvuru oluyor, sebepleri, sonuçları konusunda geniş bir veri tabanı oluşturulacağını kaydetti. Bu tarz verilerin bakanlıkta, barolarda, çocuk mahkemeleri gibi çeşitli kurumlarda bulunduğunu hatırlatan Özkul, bütün veri tabanının ŞÖNİM’de oluşacağını söyledi. Sebeplerin belirlenmesiyle sonuca gitmenin daha kolay olacağını vurguladı.
ŞÖNİM’lerin sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı kapsamadığına dikkat çeken Sunay Özkul, valilik, emniyet, kaymakamlıkların da bunun içinde olacağı bilgisini verdi. Adliye, icra, sivil toplum kuruluşları, jandarma, emniyet, sağlık, barolar, İşkur, üniversiteler, belediyeler gibi birçok kurumun koordinasyon içinde çalışmasının gerekliliğine işaret eden Özkul, bu koordinasyonu yeni kurulacak birimin sağlayacağının altını çizdi. Özkul, “ŞÖNİM’ler bizim aile yapımızın ve gelinen durumun fotoğrafını çekecek. Biz de bu fotoğraflar üzerinden çalışmalarımızı derinleştireceğiz.” diye konuştu.
Mülki amirler, şiddete karşı yeterli farkındalığa sahip değil
İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından 14 ilde yapılan, ‘Tehdit Altındaki Kişilerin Korunması’ konulu çalışma rapor haline getirildi. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e sunulan rapor, kadına yönelik şiddette kurumlar arasındaki iletişimsizliği gözler önüne serdi. Rapora göre Mülki İdare Amirleri (MİA) ile kolluk kuvvetleri, tehdit eyleminin varlığı konusunda yeterli farkındalığa sahip değil. Kadına yönelik herhangi bir tehdit ya da şikâyet halinde MİA’lar, adli makamları yetkili görüyor. Kendilerine gelen şikâyetleri direkt cumhuriyet savcılarına yönlendiriyor. Şiddete karşı tedbir almada MİA’lar, kendilerini yetkili görüyor ancak hangi tedbirlerin alınacağı konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. MİA’larla birlikte kolluk kuvvetleri de bu konuda adli makamları yetkili görüyor. Rapor, çözüm olarak ise şu öneride bulunuyor: “Tehdit gibi çifte karakterli suçlarda MİA’lar ve kolluğun önleyici tedbirleri konusunda farkındalığı mutlaka üst seviyeye çıkarılmalı.”
Zaman