Şehirlerin korkulu rüyası depreme karşı projelerin yarışacağı üniversiteler arası yarışmada Türkiye’yi Fatih Üniversitesi temsil edecek.
Dünya genelinde 36 üniversiteden gelen ekiplerin kıyasıya mücadele edeceği yarışmada binalar, sadece ‘balsa’ isimli ahşap çıtalar ve yapıştırıcı kullanılarak yapılacak. 36 eserden en iyisi olmak için sadece dayanıklı olmak değil, mimari olarak da seçici kurulu tatmin etmek gerekecek.
Fatih Üniversitesi İnşaat Fakültesi iki yıl önce kuruldu. Türkiye’deki inşaat atılımlarının zirve yaptığı dönemde sektöre nitelikli personel yetiştirmek için kurulan bölüm, iki yıl aradan sonra uluslararası platformda Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı.
Doç.Dr. Güven Kıymaz ve 5 öğrencisinin yaklaşık 6 aylık çalışması olan proje, bu yarışma ile ortaya çıktı. Öğrencileri ile okul laboratuvarını adeta marangozhaneye çeviren ekip, hafif, orta ve şiddetli depremlere dayanıklı bir yapının nasıl yapılması gerektiği ve hangi malzemelerin avantaj sağlayabileceğini proje ile test etti. “Depreme Dayanıklı Bina tasarımı Yarışması” kendine has bazı özellikler de taşıyor. Bu nedenle yarışmaya gönderilecek projelerde ‘balsa’ isimli ahşap tahtalar ve tutkaldan başka bir malzeme kullanılamıyor. 25 katlı olarak tasarlanan binaların tabanı 38X38 santimetre, kat aralıkları ise 2 inç olmak zorunda. 6 milimetre çapında çıtalar kullanılarak yapılmak zorunda olan tasarımların dayanıklılık yanında mimari unsurları da en az dayanıklılık kadar önem taşıyor. Yarışmacılar bütün bu özelliklerin tamamını eserlerinde kullanmak zorunda oldukları için mucit öğrencileri zorlu bir sınav bekliyor.
KOBE DEPREMİYLE DENİYORLAR
Deprem şartlarını ve etkilerini proje üzerinde görmek için simülasyon imkanları da bulunan öğrenciler, gerçek deprem sarsıntılarıyla test ettikleri maket yapıyı en dayanıklı hale getirmek için çalışıyor. Öğrenciler, 17 Ocak 1995 yılında Japonya’nın Kobe kentini vuran ve yaklaşık 6 bin 200 kişinin yaşamını yitirdiği 7,2 büyüklüğündeki depremin etkilerini maket üzerinde görebiliyor.
Amerikan üniversitelerinin yanında Portoriko ve Romanya ile yarışacak Türk ekibin başında bulunan Doç.Dr. Güven Kıymaz, projenin dayanıklılık yanında mimari kaygıları da taşıdığını söyledi. Öğrencileri Atakan Mangır, Sebahattin Uyar, Mehmet Üstübü, Bekir Atalay ve Muhammet Tolu ile yaklaşık 6 aydır bu proje üzerinde çalıştıklarını belirten Kıymaz, ön elemeden geçen ekiplerden biri olarak yarışmaya hak kazındıklarını ifade etti. “Bir binanın yapılmasıyla ilgili teknik kurallar var. Biz de arkadaşlara yardımcı olduk. Sizin tasarımınız orada 36 ülkeyle yarışacak. O tasarımların hepsi birbirinden bağımsız. Sürpriz olacak.” diyen Kıymaz, dayanıklılığın tek başına yeterli olmadığını, mimari unsurlarının da test edileceğini anlattı. Kıymaz, “Mimari tarafı iyi olan ama aynı zamanda da depreme karşı dayanıklı olan maket binaların depremdeki davranışı test edilmiş olacak” şeklinde konuştu.
MÜTEAHHİT OLMAYI DA DÜŞÜNEBİLİRİM
Fatih Üniversitesi İnşaat Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Atakan Mangır da, projenin başından beri büyük bir heyecanla çalışanlardan biri. Mangır, yapı malzemesi olarak sadece balsa ve yapıştırıcı kullandıklarını belirterek yarışmanın kendi tarzı ve kuralları içinde en iyisi olmak için Amerika’da yarışacaklarını kaydetti. Farklı fikirlerin elenmesi aşamasında zorlandıklarını belirten Mangır’ın gelecek planları da şimdiden şekillenmiş durumda. Yarışma sonrası ve gelecek planlarını anlatan genç inşaatçı, “müteahhit olmayı da düşünebilirim, neden olmasın” diyerek sektöre yeşil ışık yaktı.
Kaynak: CİHAN