Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) stratejisinin etkin şekilde yürütülmesiyle Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadede depremlere dirençli bir toplum hedefine ulaşacağını bildirildi.
Başbakanlık Afet ve Acil Durumlar Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) Deprem Haftası dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin, dünyanın en önemli deprem bölgelerinden birisinde yer aldığı ve büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karşılaştığı anımsatıldı.
Türkiye’nin yüzde 66’sının 1’inci ve 2’inci derece deprem bölgesinde bulunduğu, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kentin, ülke nüfusunun yüzde 70’inin ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’inin kurulmuş bulunduğu bölgelerde, büyük bir deprem olma ihtimalinin yüksek olduğu vurgulanan açıklamada, ”Sadece depremler nedeniyle 1950’lerden günümüze kadar yaklaşık 32 bin vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Son 60 yıllık istatistiklere bakıldığında; doğal afetlerin ülkemizde neden olduğu doğrudan ve dolaylı ekonomik kayıpların, GSMH’nin yüzde 3’ü kadar olduğu görülmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Afet risklerini algılamak ve bunların zararlarını azaltmak, mümkünse ortadan kaldırmak için deprem risklerinin azaltılması konusunda hazırlanan strateji belgesinin hedefine ulaşacağına inanıldığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
”Türkiye’nin ilk stratejik belgesi ve 2023 yılına kadar bir yol haritası olan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) yürürlüğe girmiştir. Bu stratejinin etkin bir şekilde yürütülmesi ile ülkemizin kısa, orta ve uzun vadede depremlere dirençli bir toplum hedefine ulaşacağı konusunda hepimiz kararlı bir şekilde çalışmalarımızı yürütmekteyiz.
Başkanlığımızca tüm Bakanlıklar ve ilgili kurum ve kuruluşlarla sivil toplum kuruluşlarının katılım ve destekleri ile afet ve acil durumlara müdahale çalışmalarını ilk üst plan niteliğinde tanımlayan ‘Ulusal Afet Müdahale Planı’ hazırlık çalışmaları tamamlanmak üzeredir. Bu çerçevede ulusal ve yerel düzeyde, olayın türü ve ölçeğine göre esnek yapıda müdahale organizasyon sistemi oluşturulmaktadır. Başkanlığımızca afet bölgesinde sunulacak hizmetlerle ilgili olarak her bakanlık, kapasite geliştirmek ve süreçleri iyileştirmek üzere görevlendirilmiştir.
Ülke olarak depremlerden en az zarar görmenin en önemli bileşeninin eğitim ve farkındalık çalışmaları olduğunu düşünmekteyiz. Toplumun her kesimini içine alan eğitim uygulamaları ve tatbikatlarla ülkemizde depremlere karşı bir farkındalık ve dirençli toplum kültürünün de oluşacağı muhakkaktır. 1-7 Mart 2013 Deprem Haftası nedeniyle Başkanlığımız koordinesinde 81 ilimizde il afet ve acil durum müdürlüklerimizce başta çocuklar olmak üzere toplumun her kesimini kapsayacak eğitim ve tatbikatlar düzenlenmektedirler.”
AFAD’ın 2013’ü eğitim seferberlik yılı ilan ettiği belirtilen açıklamada, ”Bu süreçte, birçok proje ve faaliyetleri birlikte gerçekleştireceğiz. Bu çalışmaların sonucunda şüphesiz ki depremler konusunda dirençli bir toplum oluştuğunu hep birlikte göreceğiz. Kurumlarımızın ve halkımızın endüstriyel kaza tehlikelerinden de korunması büyük önem arz etmektedir. Bu amaçla doğal ve teknolojik afetlere hazırlıklı olmak, ülkemizin müdahale kapasitesini yükseltmek için Başkanlığımızca projeler geliştirilmekte ve uygulama planları hazırlanmaktadır” ifadesi kullanıldı.
Hava saldırıları, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) tehdit ve tehlikeleriyle afet tehlikesi uyarı haberlerinin halka ulaştırılması için AFAD ve TÜBİTAK tarafından projelerin hazırlandığı, bu projeler kapsamında tehlike uyarı haberlerinin, GSM operatörleri aracılığıyla cep telefonlarına mesaj olarak iletileceği kaydedildi.
Kaynak: AA