1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Libya’daki Olayların İnşaat Sektörüne Yansıması!

Libya’dan çıkması ve çalışanlarını da tahliye etmesi sonucunda oluşan ekonomik kriz ve işsizlik sorununun çözüm arayışı çalışmalarıyla ilgili olarak yayınlanan haberler gerçekleri yansıtmamakta, yanlış ve olumsuz bir algının oluşmasına neden oluyor

03 Mayıs 2011 tarihinde bazı basın-yayın organlarında Libya’da meydana gelen ayaklanma, iç savaş ve takip eden askeri müdahale sonrasında, ağırlıklı olarak taahhüt sektöründe hizmet veren firmaların Libya’dan çıkması ve çalışanlarını da tahliye etmesi sonucunda oluşan ekonomik kriz ve işsizlik sorununun çözüm arayışı çalışmalarıyla ilgili olarak yayınlanan haberler gerçekleri yansıtmamakta, kamuoyunda yanlış ve olumsuz bir algının oluşmasına neden olmaktadır.

“Libya’da servet kazanan Türk müteahhitlerden çılgın proje: AYIP TOWER(…) patronlar beş kuruşsuz ortada kalan işçilere yine sahip çıkmadı, topu devlete attı. Müteahhitler Birliği’nden akıl almaz rapor. Libya’da 27 milyar dolarlık iş kapan ama işçinin sadece 8 binine sigorta yapan patronlar pişkinlik çıtasını yükseltti. Kaçak çalıştırdıkları işçiler için devletten işsizlik sigortası istedi.” ve benzeri, haberin çarpıcı olması gerekliliği olgusundan kaynaklı olduğunu düşündüğümüz ibareler gerçekleri yansıtmadığı gibi, üyelerimizin ve Birliğimizin kişilik haklarına saldırı niteliğini taşımaktadır.

Bu aşamada, kamuoyunun konuyla ilgili olarak bilgilendirilmesi gereği duyulmuştur:

Yukarıda sözü edilen olaylar nedeniyle, Libya’dan Türkiye’ye dönüş yapan toplam 25 bin kadar vatandaşımız olduğu ve bunlardan 22 bin kişinin Libya’da çalışan işçiler olduğu ilgili kamu kurumları tarafından açıklanan verilerdir. Yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan açıklamalarda Kurum kayıtlarında Libya’da çalışmakta olan ve sigorta primleri ödenen 8 bin Türk işçisinin bulunduğu bilgisi; basın-yayın organlarınca, başkaca hiçbir araştırma yapılmaksızın, “Türk müteahhitleri Libya’da 14 bin kaçak işçi çalıştırdı” şeklinde yansıtılmıştır.

Yaratılan bilgi kirliliğinin esas nedeni, Libya’da çalışan Türk işçilerinin hangi mevzuat çerçevesinde ve hangi işverende çalıştığının bilinmemesi ve/veya bilindiği halde kamuoyuna gerçeğe aykırı olarak yansıtılmasıdır.

1. Türk tabiiyetindeki gerçek ve/veya tüzel kişilerin Libya’daki işlerinde çalışan işçiler, Türkiye İş Kurumu’nca onaylanan sözleşmeleri çerçevesinde Libya’da çalışmaktadırlar ve Türkiye ile Libya arasında bağıtlanmış “Sosyal Güvenlik Sözleşmesi” kapsamında; bu işçilerin Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası, İşsizlik Sigortası ve Uzun Vadeli Sigorta Kolları Primi Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu’na; İş Kazası, Genel Sağlık, Analık (Doğum) Sigortası primleri ise Libya’da ilgili Kuruma ödenmektedir. Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kayıtlarında yer alan ve 8 bin olarak ifade edilen işçi sayısı bu statüde çalışanlardır.

2. Bunun dışında, Türk firmalarının Libya’da, Libya’lı ortakları ile Libya mevzuatına göre kurmuş bulundukları ve Libya tabiiyetindeki şirketlerde de, Türkiye İş Kurumu’ndan onaylanan sözleşmeler ile Libya’ya giden Türkler çalışmaktadırlar. Türkiye-Libya Sosyal Güvenlik Antlaşması gereği bu işçilerin çalışmaları ile ilgili olarak tamamen Libya mevzuatı uygulanmakta ve bu statüdeki işçilerin tüm primleri Libya’da ilgili sosyal güvenlik kurumuna ödenmekte ve bu işçiler Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında yer almamaktadırlar. Haberlerde “kaçak işçi çalıştırılıyor” şeklinde yer verilen işçilerin çok büyük çoğunluğu bu statüde çalışan işçilerdir ve bu olgu hiçbir şekilde “kaçak çalışma ve/veya çalıştırma” olarak değerlendirilemez.Uygulama, yasa haline getirilmiş olan Türkiye-Libya Sosyal Güvenlik Antlaşmasına uygundur. Buradaki farklı uygulama tamamen bu Antlaşmadan kaynaklanmaktadır.

Türk İş Mevzuatı’nda öngörülen “kısa çalışma”; zorlayıcı sebeplerle çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltan veya durmasına sebep olan bir olgunun ortaya çıkması ve bu olgunun ortaya çıkmasından sonrasındaki sürecin net olarak öngörülemediği durumlarda işçilerin işsiz kalmalarını önlemek amacıyla yasa koyucu tarafından “sosyal devlet” olmanın gereği olarak ve tamamıyla işçi lehine öngörülmüş bir tedbirdir. Libya’daki olayların ortaya çıktığı ve ne olacağının öngörüler içerisinde yer almadığı bir dönemde, çalışanların iş akitlerini feshetme yerine ve ileride iş sözleşmelerinin devam edebileceği beklentisiyle, ancak işveren tarafından yapılabilecek bu başvurunun üyelerimizce kendi çalışanları için yapılmasının, Birliğimizce de yukarıda sözü edilen nedenle Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında yer alamayan işçiler bakımından da talep edilmesinin olumsuz ve kişilik haklarını rencide eder şekilde bir haber konusu yapılmasının anlaşılabilir bir yönü bulunmamaktadır.

Türkiye Müteahhitler Birliğinin haberlerde kaynak olarak gösterilen “İnşaat Sektörü Kuzey Afrika Analizi” başlıklı bir Raporu bulunmamaktadır.

Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından Nisan 2011’de yayınlanmış olan “İnşaat Sektörü Analizi, Japonya-Kuzey Afrika-Ortadoğu/Pazarlar Tsunamiler Altında” temalı bültenin “2011:Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Gelişmeler” başlığı altında Libya’daki gelişmelerin ele alındığı kısımda “Öngörülmesi mümkün olmayan bu gelişmelerin açtığı yaraları sarmak için inşaat/taahhüt sektörüne dönük olarak bazı hızlı önlemlerin alınmasına ve destek programlarının uygulanmasına ihtiyaç vardır.” değerlendirmesinde bulunularak müteahhitlik firmalarının karşı karşıya olduğu sorunlara yönelik çeşitli saptamalara ve önerilere yer verilmiştir. Ayrıca, bu ülkede çalışmakta iken hiç beklenmedik bir anda Türkiye’ye dönmek zorunda kalan ve işsiz duruma düşen Türk vatandaşlarının yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi için, geçici bir süreliğine işsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği vb. haklardan Libya’da çalışmakta olan tüm işçilerin yararlanabilmesi için bir sistem geliştirilmesinin yararlı olacağı görüşü “Libya’dan dönen işçilerin tümünü kapsayacak bir işsizlik sigortası uygulamasına işlerlik kazandırılması da sektörün ihtiyaçları arasındadır.” ifadesiyle bu bültende yer almıştır.

İnşaat sektörü yurtiçinde ve dışında yarattığı istihdam ile halen ülkemizin en önemli sorunlarının başında gelen işsizliğe çare üreten bir numaralı faaliyet alanıdır. Sektördeki toplumsal sorumluluk sahibi meslek kuruluşlarının Türkiye’de mi yoksa Libya’da mı sigortalanmış oldukları ayrımı gözetmeksizin Libya’dan büyük travmalar ile dönmüş olan işçilerimizi bir süreliğine de olsa rahatlatacak çözümlerin arayışı içerisinde olmak ve önerileri ile taleplerini, karar verme ve uygulama mevkiinde olan devlet organlarına iletmek asli görevlerindendir. İlgili kamu kuruluşlarından beklenen ise: hangi sektörde olursa olsun, hem kayıt dışı istihdamı önlemek, hem de Libya örneğinde olduğu gibi yasal, sosyal ve psikolojik durumu itibariyle desteği hak eden emekçilerden bu desteği esirgememektir.

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

ABD ve AB’den “İran’a Birlikte Girelim” Teklifi

TMB Başkanı Mithat Yenigün, Rusya, Irak ve Libya’daki gelişmeler nedeniyle 7 milyar dolarlık kayıp yaşadıklarını …