Rize’de Uzundere Deresi üzerinde yaptırılan koruma duvarının AKP’li vekilin eski danışmanının kaçak villasına toprak kazandırmak için yapıldığı iddia edildi
Rize’nin Çayeli İlçesi Senoz Vadisi’nde Uzundere Deresi üzerinde Devlet Su İşleri tarafından yaptırılan taşkın koruma projesi tartışmalara neden oldu.
İddiaya göre, Gümrük ve Ticaret eski Bakanı, AKP İstanbul Milletvekili Hayati Yazıcı’nın eski danışmanı Dursun Ali Uzun’un dere yatağına inşa ettiği kaçak villanın önüne alan kazandırılmak için Kaptanpaşa Köyü girişinde dere yatağı daraltıldı. Başbakanlık İletişim Merkezi’ne de (BİMER) şikayet edilen uygulamaya tepki gösteren Senoz Derneği, DSİ’yi bir şahsa dere yatağından arsa kazandırmakla suçladı, DSİ ise bu iddiayı reddetti.
Çayeli İlçesi Senoz Vadisi’ndeki Uzundere Deresi’nde, Devlet Su İşleri (DSİ) 224’üncü Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Rize Şube Şefliği tarafından Taşkın Koruma Projesi yapımı başlatıldı. Proje kapsamında yol boyunca dere yatağına paralel uzanan 4.5 metre yüksekliğindeki istinat duvarı Kaptanpaşa Köyü girişinde yön değiştirdi. Genişliği 20-40 metre arasında değişen dere yatağı, istinat duvarı ile 13 metreye düşürüldü. Duvarla oluşturulan alan DSİ tarafından doldurularak dere yatağında yeni arazi kazanıldı.
ESKİ DANIŞMANININ EVİ İÇİN YAPILDI İDDİASI
Uzundere Deresi üzerinde DSİ’nin yaptığı Taşkın Koruma Projesi tartışmalara neden oldu. İddiaya göre, Gümrük ve Ticaret eski Bakanı, AKP İstanbul Milletvekili Hayati Yazıcı’nın eski danışmanı Dursun Ali Uzun’un dere yatağına inşa ettiği kaçak villanın önüne alan kazandırmak için Kaptanpaşa Köyü girişinde dere yatağı daraltıldı. Tepki çeken uygulama için yöre sakinleri de Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) şikayette bulundu.
SENOZ DERNEĞİ: NE AKLA NEDE VİCDANA SIĞAR
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Senoz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Boncukçu da uygulamaya tepki gösterdi. Binlerce flora ve fauna türü ile birlikte insanların yaşam alanı olan Senoz Vadisi’nin ülkenin en önemli doğal varlığı olduğu ifade eden Boncukçu, vadinin son 10 yıldır taş ocakları ve HES projeleri ile doğa katliamına uğradığını öne sürdü. Doğa tahribatlarına karşı mücadele veren yöre halkının son karşılaştığı örneğin akla ve vicdana sığmadığını belirten Boncukçu şu değerlendirmede bulundu :
“Görevi dere yataklarını koruyup ıslah etmek olan DSİ, bir şahsa dere yatağından arsa kazandırmak için kamu kaynaklarını kullanıp yatırım yapmaktadır. 2015 yılı sonunda yaşanan taşkın sonrasında vadideki ana karayolu, mahalle yolları, yüzlerce vatandaşın can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde arazileri tahrip olmuşken ve bu olumsuzluklarla ilgili henüz doğru dürüst bir çalışma yapılmamışken kişiye özel böyle bir uygulamanın yapılmasını anlamıyoruz. Vadinin ekolojisini korumak için yıllardır Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile, ormanlarını korumak için Orman Bakanlığı ile ve son olarak da dere yatağını korumak için DSİ ile mahkemelik olmak zorunda kalmaktan büyük üzüntü duyuyoruz. Yaşam alanlarını koruma derdiyle son 10 yıldır 14 kez mahkeme kapılarına gitmek zorunda kalan Senoz Derneği, diğer yandan verim kaybını da göze alıp gönüllü olarak organik çay tarımına geçerek samimiyetini göstermiştir. Yaşam alanımızı korumak için Anayasa kaynaklı hukuki ve demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızın bilinmesini istiyoruz.”
DSİ: DERE YATAĞINA MÜDAHALEDE BULUNULMAMIŞTIR
DSİ Genel Müdürlüğü’nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada ise, Kaptanpaşa Köyü’ndeki yapılan uygulamanın taşkın kontrol projesinin ihalesinin muhtevasında yer aldığı ve sonradan ilave edilmediği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bölgede yaptığımız taşkın kontrol çalışmamız 107 metre uzunluğunda olup 4,5 metre yüksekliğindedir. Yapılan taşkın kontrol duvarıyla 1 adet konut ile ayrıca 3 adet parsel taşkınlardan korunmuştur. Ayrıca bahse konu yerde yapılan dolgu çalışmaları alan kazandırmak ve çevre düzenlemesi maksatlı değil, tamamen proje gereği duvar arkasında kazı neticesinde oluşan boşlukların doldurulmasından ibarettir. Duvar arkası dolguların yapılması teknik olarak duvarın güvenliği için gerekli bir çalışmadır. Bölgede yapılan taşkın kontrol duvarı 500 yıllık taşkın tekerrür debisine göre hesaplanmış olup, projesinde 10 metre olması gereken yatak genişliği uygulamada 13 metre bırakılmıştır. Yapılan ıslah çalışması ile dere yatağına müdahalede bulunulmamıştır. Bu durum bölgenin eski uydu ve ortofoto haritalarında da görülmektedir. Taşkın kontrol çalışmalarının gayesi vatandaşlara ve kamuya ait konut ve arazileri taşkınlardan korumak olup, bu çalışmalar yapılırken kişinin diline, dinine, yaptığı işe ve bulunduğu göreve göre ayırım yapılmamaktadır.”
Bilindiği gibi Senoz Vadisi’nde 3 ay önce meydana gelen sel ve heyelanlar sonrası karayolu ile köy yolları tahrip olmuş, yüzlerce ev toprak kayması sonucu risk altında kalmış, vatandaşlar istinat duvarlarının yapımı için başvuruda bulunmuştu.
DHA