Şu gün bu gün diyerek aylarca beklenen, insanların daha lokasyonu bile belli olmadığı halde tahmin ve spekülasyonlarla irili ufaklı parseller aldığı Üçüncü Köprü’nün (Yavuz Sultan Selim Köprüsü) inşası nihayet başladı.
İstanbul’un çeşitli projelerle geliştiği kesin. Her gelişim hareketinin olumlu ve olumsuz yönleri de tartışılır. Ancak kesin olan; İstanbul’un çok hızlı değiştiği hatta adeta yeniden yaratıldığıdır. Taksim’in merkezindeki, İstanbul’un hem yaşayan tarihi hem de tek oksijen kaynağı olan Gezi Parkı’na inşa edilecek projeden Üçüncü Köprü’ye, Marmaray’dan Metrobüs’e kadar onlarca proje birbiri ardına hayata geçiriliyor. Çok hızlı tamamlanıyor ve bürokratik engeller hızla aşılıyor olsa ve projelere aynı anda start verilmesi 10 milyonu aşkın nüfusa sahip İstanbul’da hayatı felce uğratıyor.
Bir metrekarelik yere bin talip var
Toplam 10 şeridi ile dünyanın en uzun ve geniş raylı hattına sahip olacak 3 milyar Dolarlık Yavuz Sultan Selim Köprüsü 2015 yılında bitecek. Ekonomiye değer katacağı ve ağır vasıtaların bu bölgeye aktarımı ile kapasitesinin üç katı araç taşıyan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerini rahatlatacağı aşikar. Bunun yanı sıra bölgeye bağlantı yolu olan Arnavutköy’de tapu daireleri yoğunluktan 4 gün sonrasına randevu veriyor. Bölgedeki güzergahların netleşmesinden sonra Arnavutköy A Plus projelerin birbiri ardına hayata geçirileceği beş yıldızlı bir bölge olacak. Anadolu Yakası’nın yıldızı Garipçe Köyü, Avrupa Yakası’nın yıldızı ise Arnavutköy Bölgesi. Bir metrekarelik yere bin talip var desek yeridir. Projelerin emlak hareketlerine etkisi bu noktada bellidir en çok. İşte bunun en tipik örneği Üçüncü Köprü Projesi’dir. İsminin telaffuzu ile yıldırım gibi başlayan alım-satım hareketleri yalnızca alanın ve satanın değil vergileri projeleri ve sağladığı gelecek itibarıyla devletin ve toplumun da kazancıdır.
