Başarılı insanlar değişimi kucaklar. Etraflarındaki her şeyin sürekli değiştiğini kabul edip ona uyum gösterirler. Değişim heyecan verici olmakla birlikte korkutucu ve biraz da bunaltıcı olabilir. Değişim gerçekleştiğinde önünüzde iki seçenek vardır: Ya kabul eder ya reddedersiniz. Seçim sizindir. Bu büyük ödülü almanızdan sizi alıkoyan nedir peki?
Değişime direnmeyi seçiyorsanız, bunun nedeni büyük ihtimalle korkudur. Korku hareketsizliğe sevk eden bir duygu olabilir ve eğer doğru yönetilmezse, insanı pek çok fırsattan, yaratıcılık ve eğlenceyle dolu bir hayattan mahrum bırakabilir. Kendimizin Oluşturduğu Rasgele Kör Uydurmacalar – böyle açımlayabiliriz K.O.R.K.U. kelimesini. Kafamızda, daha ileri gitmeme kararımızı haklı çıkaracak uydurmacalar üretiriz. Ayrıca korkudan o kadar bunalmışızdır ki bizim için gerçekten neyin önemli olduğuna yoğunlaşamaz, onu gözden kaçırırız ve bu tek unsur bizi şimdiki durumumuzdan koparıp hayatlarımızı şimdiki zamanda yaşamaktan alıkoyabilir.
1) Herkes bir şeyden korkar.
Kimse yenilmez değildir. Herkes, dünyanın en başarılı insanları bile zaman zaman korkuya kapılır; dolayısıyla yalnız değilsiniz ve pek çok kişi gibi siz de bunun üstesinden gelebilirsiniz.
2) Küçük adımlar atın.
İşinizi küçük parçalar halinde bölümleyin. Örneğin, büyük bir gruba sunum yapmanız planlandıysa ama sizin için bu korkutucu bir şeyse, küçük gruplara konuşmayı deneyin. Egzersiz yapmaya çalışıyorsanız, bir sokak boyu yürümeyi deneyin. Korkuyorsanız o maratonu hemen şimdi koşmanıza gerek yok ama sürekli bir iyileşme aramalı ve amacınız yönünde harekete geçmelisiniz.
3) Kimse sizi dinlemiyor.
Çoğu kez utanç duymaktan ya da diğerleri tarafından kabul görmemekten korkarız. İnsanların en çok korktukları on şeyde ölüm beşinci sıradayken, topluluk karşısında konuşmak birinci sırada. Yani insanlar bir grup tarafından kabul görmemektense hayatlarına son vermeyi tercih ediyor. Gerçek şu ki kimse size kulak vermeyebilir ama siz olduğunuz halinizle kendinizi rahat hissetmeli ve diğer insanların ne düşündüğü konusunda daha az endişelenmelisiniz.
4) Olumlu, motivasyonlu ve odaklanmış kalmak.
Mühimmat deponuzdaki en güçlü silahlardan biri sağlıklı bir zihindir. Her gün kendinize neden hedeflerinize ulaşmak istediğinizi, hayatınıza ne gibi olumlu değişiklikler katılacağını hatırlatın ve amacınıza bağlı kalın. Hedefinizi, gitmek istediğiniz yeri ve daha da önemlisi bunu neden yapmak istediğinizi asla göz ardı etmeyin.
5) Başarısızlığı değişimin bir parçası kabul edin.
İşler her zaman istediğimiz gibi gitmez. Başarısızlığa uğrarız. Odaklanmamız gereken başarısızlık değil, onu tekrarlamamak için bu başarısızlıktan neler öğrendiğimizdir. Başarısızlığa bir büyüme ve öğrenme fırsatı olarak bakmak için zihniyetinizi değiştirerek, hedefinize sizi daha da yaklaştıracak gerekli adımları destekleyen uygun davranışlar geliştirirsiniz.
6) Yaşamı anda kucaklayın.
Enerjinizi ana yoğunlaştırın. Geçmişi eşip durmayın ya da sürekli gelecek rüyasına dalmayın. Şu an yaşadığınız bir hayatınız var – anı kucaklayın. Tümüyle şimdiki zamanda olun ve şu anda olup bitenlerle –sohbetleriniz, ilişkileriniz, kariyeriniz, her şey– ilgilenin. Sahip olduklarınızın kıymetini bilin ve bu anın içinde hemen yapmanız gereken değişikliklere odaklanın.
7) Değişikliğin olmasına izin verin.
Aynı şeyi aynı şekilde tekrar tekrar yaparak farklı sonuç elde etmeyi ummak deliliği tanımlar. Sizin ve hayatınızın değişebilmesinin tek yolu, değişime izin vermektir. Dönüşün, özgür olun ve her fırsatı olumlu bir deneyim olarak kucaklayın.
8) Sizi mutlu eden neyse onu yapın!
Ulaşmaya çalıştığınız hedefleri kişiselleştirmeli ve sonuçla duygusal bir bağ kurmalısınız. Kendi hayatınızın sahibi olun, bu yüzden de sizi mutlu eden şeyi yapın; başkalarının sizden istediğini sandığınız şeyi değil. Şayet hayatınızdaki insanlar sizi gerçekten seviyorsa, kararlarınızı destekleyecek ve mutlu olmanızı isteyeceklerdir.
Değişimi kabul etmeyi seçerseniz, hayatınızın ipleri sizin elinizde olur! Tercihlerinizin kontrolü tamamen sizde olduğunda, hayatınız tam istediğiniz yola girecektir.
Kellie D’Andrea