Türkiye’de benimsenen inşaat tekniklerinin insanın tabiatına uygun olmadığını söyleyen Prof. Dr. Recep Bozlağan, “Yüksek katlı apartmanlar ve rezidanslarla kent yoğunlukları artırıldı, bu kent yapısında sağlıklı nesiller yetişmez” diyor
Kentsel dönüşüm seferberliğinin başlatıldığı şu günlerde, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı ve İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, konunun farklı bir boyutuna dikkat çekti. Bozlağan, benimsenen inşaat tekniklerinin insan doğasına aykırı olduğunu söyleyerek şu uyarılarda bulundu: “Türkiye’de şu anki şehirlerimizdeki mevcut konut stoku, insanlarımızın sağlıklı bir şekilde yaşamalarına izin verecek nitelikte değil. Benimsenen inşaat teknikleri ve halka sunulan mesken tipleri, alternatifler insanın tabiatına çok uygun değil. Komşuluk ilişkileri ölüyor, aile ilişki zayıflıyor, insanlar atomize hale geliyor.”
‘DAR ALANA SIKIŞTIK’
Türkiye’de yapılan en ciddi hatanın yüksek katlı apartmanlar, rezidanslarla yoğunlukların artırılması, şehrin dar alanlara sıkıştırılması olduğunu anlatan Bozlağan’ın bu konudaki önerileri şöyle: “Dünyanın lider kenti olması gereken İstanbul’da bugün 14 milyon insan 1000 kilometre kare alanda yaşıyor. 1950’lerden itibaren 1000 kilometrekareye hapsolmuşlar. Oysa İstanbul’un toprakları 5 bin 300 kilometre, kare. Yani İstanbul’da insanlar, ilin topraklarının 5/1’nde oturuyor. Kabataslak hesap yaptığımızda, araziyi çok fazla işgal etmeden İstanbul’da tüm insanları en az 150-200 metrekarelik bahçeli evlerde iskana tabi tutabiliriz. Hepimiz bahçeli evlerde yaşayacağız, dileyen tek katlı, dileyen 2-3 katlı evlerde yaşayabilir. Sonuçta ormanlara, su alanlarına zarar vermeden, tarım alanlarının yüzde 80’i korunarak çok daha yaşanabilir mekânlar oluşturulabilir, tıpkı Amerikan flimlerindeki gibi bahçeli, tabiatla iç içe yaşanabilir. Arsa üretimi toplumun ihtiyacına cevap verecek noktada olsa, inşaat maliyetleri çok düşer, ihtiyacı olan herkes ev sahibi olur ve bahçeli evlerde, en fazla 3-5 katlı apartmanda otururlar.”
“DÜNYA AZ KATLI BİNALARDA YAŞIYOR, BİZ YÜKSEKTE”
“Almanya’da insanlar 2-3 bilemediniz 5 katlı binada yaşar. Almanya’nın nüfusu bizden 7 milyon daha fazla, yüzölçümümüz ise Almanya’nın iki katı fazla. Almanya’da insanlar az katlı binalar ve müstakil konutlarda yaşıyor da Türkiye’de insanlarımız neden yüksek binalarda yaşıyor? Bugün bizim insanımıza rezidans adı altında çok katlı 20-30-40 katlı binalar lüks konut alternatifi olarak sunuluyor. İngiltere, arazi olarak Almanya’dan da küçük. Bizim 3/1’imiz kadar. Nüfusu da 65 milyon. İngiltere’de de yüzde 80- 90 az katlı binalar var. Deprem ülkesi Japonya yüzölçümü olarak bizim yarımızdan daha küçük, nüfus olarak neredeyse bizim iki katımız. 125 milyon nüfusu var ve ülkenin yüzde 80’i dağlarla kaplı. Tokyo’da bile 33 milyon insan yaşarken iş merkezleri dışında çok katlı bina nadirdir. Orada da binalar 3-5 katlıdır.”
Habertürk