İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan, “Türkiye, su stresi çeken bir ülkeden, su fakiri bir ülke olmaya doğru hızla yol almaktadır” dedi.
Ersan, İMO Antalya Şubesince kurum binasında düzenlenen “4. Su Yapıları Sempozyumu”nun açılışında, suyun tüketildikçe ve bilinçsiz kullanıldıkça azaldığını, azaldığı oranda da alınır satılır meta kabul edildiğini söyledi.
Su konusunun önemli sermaye gruplarının da ilgi alanına girdiğine değinen Ersan, suyun az ve kısıtlı olmasına karşın, talebin her geçen gün fazlalaştığına işaret etti.
Suyla ilgili birçok sorun bulunduğunu anlatan Ersan, şöyle konuştu:
“2 milyar insan temiz sudan yoksundur. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri, arıtma tesislerinden geçirilmemiş su kullanmaktadır. Dünyada toplam su miktarı 1 milyar 400 milyon kilometreküpken, bu miktarın sadece 35 milyonu tatlı sudur. Bu miktarın da ulaşılabilirliği ve kullanılabilirliği oldukça sınırlıdır. Su kirliliğinin yol açtığı hastalıklardan her yıl 5 milyon insan yaşamını yitirmektedir.”
Geleceğe dönük projeksiyonun daha da “iç karartıcı” olduğunu dile getiren Ersan, Birleşmiş Milletlere göre, 2025’te dünya nüfusunun tahminen üçte ikisinin, temiz ve içilebilir sudan yoksun kalacağını bildirdi.
– “Su fakiri bir ülke olmaya doğru hızla yol alıyoruz”
Türkiye’nin su kaynakları açısından sanıldığı kadar zengin bir ülke durumunda bulunmadığını kaydeden Ersan, “Türkiye, su stresi çeken bir ülkeden, su fakiri bir ülke olmaya doğru hızla yol almaktadır” dedi.
Ülke nüfusunun yüzde 35’inin, yılda kişi başına düşen bin metreküple “su fakiri” olduğunu belirten Ersan, nüfusun yüzde 37’sinin ise bin-3 bin metreküple “su kısıtlılığı” sınırlarında yaşadığını söyledi.
Ersan, kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının Türkiye’de ortalama bin 430, dünyada ise 7 bin 600 metreküp olduğunu ifade etti.
Türkiye’de suyla ilgili bütünlüklü, ihtiyacı karşılayan, sürdürülebilir politikanın yasal dayanağını oluşturan, aynı zamanda su yapılarını kapsayan bir kanun bulunmadığını dile getiren Ersan, sürecin DSİ Kanunu ve ilgili yönetmelikler üzerinden yürütüldüğünü bildirdi.
– “HES’lerin yapılması desteklenmelidir”
Batman Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şahnaz Tiğrek de “su yapıları, çevresel ve toplumsal duyarlılık, sürdürülebirlik” konulu konuşma yaptı.
Tiğrek, depolamalı ve depolamasız hidroelektrik santralleri yapılmasına tamamen karşı çıkılmasını, günün şartlarında doğru bulmadığını anlattı.
Karşı durulması gerekenin, ekonomik anlayış olduğunu dile getiren Tiğrek, şunları kaydetti:
“Dünya ekonomisinin bu anlayışla büyümesi, insanoğlunun yaşam şartlarını inanılmaz yükseltmiş, ancak ekosistem geri dönülemez bir yok oluşa doğru sürüklenmiştir. Bugün dere halklarının başlattığı mücadele, aslen yok olmama mücadelesi olarak addedilmeli, sürdürülebilir bir yaşam için sürdürülebilir HES’lerin yapılması desteklenmelidir.”
– “Su, enerji, gıda ve çevre güvenliği bağlantısı arttı”
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız da 20. yüzyılın son çeyreğinde suyun uluslararasılaştığını, ticarileştiği ve siyasallaştığını, 21. yüzyılda ise entegre havza yönetimi, piyasa ekonomisi ve hizmet özelleştirilmesi ile güvenlikleştirme politikalarının etkisi altına girdiğini vurguladı.
Yıldız, su kaynakları yönetiminin çevre bütünü içinde değerlendirilmesinin ön plana çıkmaya başladığına işaret etti.
AA