Eskişehir’in Milalıççık ilkçesinde bulunan 300 yıllık su değirmeninin ünü ülkenin dört bir yanına yayıldı. Çiftçi Coşkun “100-150 yıl önce buğday nasıl sağlıklı bir biçimde üretiliyorsa biz de aynısını yapıyoruz. Unumuzun lezzetli ve sağlıklı olmasından dolayı ünü yayıldı. Talebe yetişemiyoruz. İkinci değirmeni kuracağız” dedi.
Eskişehir’in Mihalıççık ilçesinde, çiftçi Yüksel Coşkun, 300 yıllık dede yadigarı su değirmeninde ürettiği unlara ülkenin dört bir yanından gelen talebi karşılamaya çalışıyor.
Gürleyik Mahallesi’ndeki su değirmenini çalıştıran Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da 5 yıl pet şişe üreten bir fabrikada çalıştıktan sonra memleketine döndüğünü, 2011’den bu yana dedelerinin ve babasının çalıştırdığı değirmende işleri devraldığını söyledi.
Babası yaşlandığı için değirmenin başına geçtiğini ifade eden Coşkun, 300 yıllık değirmenin su gücüyle çalıştığını anlattı.
Buğdayı öğütmeden önce hiçbir aşamadan geçirmediklerini dile getiren Coşkun, şöyle konuştu:
“Suyun çarkları çevirmesiyle iki taş, buğdayı öğütüyor. İnsanlar burada yaptığımız una ilgi gösteriyor. Genetiğiyle oynanmış buğdayı değil, kendi ürettiğimiz doğallığı bozulmamış sarı buğdayı öğütüp un yapıyoruz. 100-150 yıl önce buğday nasıl sağlıklı bir biçimde üretiliyorsa, biz de aynısını yapıyoruz. Daha önce sadece kendimize ve isteyen yakınlarımıza un üretiyorduk. Zamanla unumuzun lezzetli ve sağlıklı olmasından dolayı ünü yayıldı.”
‘TALEPLERE YETİŞMEK İÇİN İKİNCİ DEĞİRMENİ KURACAĞIZ’
Coşkun, fabrikadan alınan unda, buğdayın önemli bölümlerinin ayrıldığını belirterek, kendilerinin değirmende buğdayı doğal olarak hiçbir işlemden geçirmeden öğüttüklerini vurguladı.
Söz konusu üretimden elde edilen una ilginin yıldan yıla arttığını anlatan Coşkun, şöyle devam etti:
“Beş yıl önceye kadar değirmenimize ilgi yoktu. İnsanların sağlıklı beslenmeye özen göstermesi her yıl talebi daha da artırıyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Samsun gibi kentlere unumuzu kargoyla gönderiyoruz. Unumuzu alanlara memnun olup, olmadığını soruyoruz. Şu ana kadar hiç şikayet almadım. İlk geldiğinde 10 kilogram alan, bir daha ki sefere arkadaşlarını da getiriyor, 50 kilogram alıyor. Taleplere yetişmek için ikinci değirmeni kurmayı planlıyoruz. Günde 400-500 kilograma kadar un üretebiliyorum.”
‘HİÇBİR KATKI MADDESİ KULLANILMADAN ÜRETİLİYOR’
İlçede yaşayan Yaşar Demir de diğerlerine göre doğal ve lezzetli olduğu için su değirmeninde üretilen unu tercih ettiklerini dile getirerek, unun hiçbir katkı maddesi kullanılmadan gözleri önünde üretildiğini söyledi.
Gürleyik ununun yöresel bir lezzet olduğunu ifade eden Demir, “Sağlıklı ve doğal olmasının yanında ilçenin bir lezzeti.” diye konuştu.
İstanbul’dan Gürleyik Mahallesi’ne ziyarete gelen Ercan Çıpa ise ilçeye sık sık gelip, bu undan aldığını belirterek, doğal ve kepekli unu ailesinin gönül rahatlığıyla tükettiğini bildirdi.