İNDER ile Teknik Yapı Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan Nazmi Durbakayım, 1999 depreminin ardından geçen 12 yılda mevcut yapı stoğunun sadece ortalama yüzde 10’unun yenilendiğini, bu alanda çok fazla bir yol alınamadığını belirtti
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ile Teknik Yapı Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan Nazmi Durbakayım, 1999 depreminin ardından geçen 12 yılda mevcut yapı stoğunun sadece ortalama yüzde 10’unun yenilendiğini, bu alanda çok fazla bir yol alınamadığını belirterek, depreme dayanıklı olarak inşa edilen yeni projelerde bile bir dizi denetimin yapılması gerektiğine dikkat çekti. Yeni binalarda tesisatı statik açıdan denetleyecek bir mekanizma kurulması gerektiğini ifade eden Durbakayım, “Yeni binaları deprem güvenlikli yapmakla görevimiz bitmiyor. 40-50 katlı bir binada tesisat zamanla gaz-su kaçırabilir, deprem anında gaz kaçağından yangın çıkabilir veya yurtdışındaki örneklerinde gördüğümüz gibi giydirme cepheleri düşebilir. Bunlar düzenli olarak kontrol edilmeli” dedi. Yeni projelerde ihmal edilen diğer bir konunun deprem anında toplanma alanlarının, meydanın oluşturulmaması olduğunu dile getiren Durbakayım, “Yurtdışında yollar meydanlara açılır, bizde sadece kavşaklara açılıyor. Bazı bölgeler tamamen proje yığınına dönüştü, arada nefes alacak boş alanlar yaratılması lazım. Şehir merkezinde imara açılacak Hazine arazilerinde de bu gözetilmeli, boş alanlar yaratılmalı. Proje planlarında sosyal donatıların yanı sıra toplanma meydanlarına da yer bırakılmalı, bunu dahil etmeyen projelere gerekirse ruhsat verilmemeli” diye konuştu.
Fikirtepe çok sıkıntılı
Depremden bu yana mevcut yapı stoğunun ortalama yüzde 10’unun yenilenebildiğini ancak bu oranın Batı Ataşehir gibi tamamı 1999’dan sonra yeniden yaratılan yerler haricinde Zeytinburnu, Fikirtepe gibi bölgelerde kat kat fazla olduğunu kaydeden Durbakayım, şöyle devam etti: “1999 yılında kat mülkiyeti olan bir apartmanda 150 metrekarelik dairesi olan tek bir vatandaş, dairem biraz daha küçülür diyerek bugün metrekare kaygısıyla yenilemeye yanaşmıyor. Tüm diğer malikler, deprem riskiyle yaşamak mecburiyetinde bırakılıyor. Bugün yıkılır raporu olan binalarda bile yenilemeye karşı direnç var. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun da üzerinde ‘geriye dönük de uygulanabilecek’ bir kanun getirilerek, bu vatandaşlar katı şartlarla engellenmeli. Binaların yenilenmesi için kat maliklerinin yüzde 65’inin onayının yeterli olmasının yanı sıra kentsel dönüşüm, etrafı yollarla sınırlanmış parsellerin bulunduğu bölgeler olan ‘ada’lar bazında düşünülmeli. 8.500 m2’lik bir adada 7 parselde 7 bina varsa her parselde ayrı ortak alan, ayrı girişler olacaktır. Burayı yenileyerek 2 blok yapar ve tek bir ortak alan yaparsak, emsali artırmadan ortak alanlardan kazanmış, dolayısıyla evleri yenilerken küçültmeyiz.”
Vatan/Nihal YUVACAN